Advertisement

Yazar: Defne Sertoğlu

Galata Kulesi'nde bir adam…

Yanımdaki tasımdan gelen taze peynir kokusu ile uyandığımda Peynirci Osman’ın  başımda beklediğini gördüm. Hemen kalkıp yemeğimi yedikten sonra bilindik işime yani Mısır Çarşısı’nı gezmeye başladım. Daha gün yeni doğuyordu ve çarşı fazla dolmamıştı. Aslında daha birçok dükkan açılmamıştı. Dışarı çıktım ve bir kayanın üzerine oturup yeni doğan güneşte gri postumu ısıttım. Yeşil gözlerimle uzağa, denizin ötesine ve doğan güneşe baktım. Orayı öyle çok merak ediyordum ki… Özellikle karşımda upuzun, dikilen o kuleyi. Peynirci Osman’ın bir müşterisi oradanmış, neydi o kırmızı olan evleri tekrar kahverengi mi yapıyormuş, neymiş. Neyse ben düşüncelere dalmışken arkamdan bir ses geldi: -Dumaaan! Gel bakayım, tasmanı...

Devamı…

Bir kamp macerası

  Defne 13 yaşında, 7. sınıfa gidiyor. Denizi, yüzmeyi, yelken yapmayı, her çeşit hayvanı ve onların resimlerini çizmeyi çok seviyor. Giller’in kedi ajandasında ve takvimlerinde yer edinen Scottish Fold cinsi ünlü bir de kedisi var. Matematik dersinden nefret ediyor ama Türkçe’ye bayılıyor. Yazısının güzel olmadığını söylüyor ama çok güzel öyküler yazıyor.     Selin ile Derin diye iki kardeş tanıyordum. Ama görseniz kardeş olduklarını anlamazdınız. Selin, kestane rengi saçlı, kahverengi gözlüydü. İncecik kaşlı ve minik pembe dudaklıydı, melek görünümlü bir şeytandı, ağabeyine her türlü muzurluğu yapardı. Annesine çekmişti besbelli. Etrafındakiler onu görünce annesinin küçüklüğüne benzediğini söylerdi. Tabii o beş...

Devamı…