Sarımsak: Soğan ailesinin bir üyesi olan sarımsak bağışıklık sistemini destekler. Ben bu maddeye özellikle inanıyorum ve bol miktarda kullanıyorum. Enfeksiyona karşı direkt etkisi var. Sarımsağın bol kullanıldığı mutfaklarda kanser daha az görülüyor.

Nasıl verebilirsiniz?

1 bardak süte bir iki diş sarımsak koyup bekletin. Sonra o sütü içirin (sarımsakları aldıktan sonra tabii). Bizim evde Rus yardımcımız, bir şişe zeytinyağı içinde beklettiği sarımsaklı karışımdan, hastalık başlarında biraz burun içlerine sürerek ailemizi hastalıkların ilerlemesinden çoğu kez korumuştur.:)

Omega-3 yağ asitleri

Balık yağı: Araştırmalar keten tohumu yağı içen çocukların solunum sistemi hastalıklarına daha az yakalandığını gösteriyor. Yağlı balıklarda bulunan omega yağ asitleri (somon, ton balığı) bakterileri yiyen lökositlerin sayısını arttırırlar.

Keten tohumu yağı ya da balık yağı gibi yağlar, enfeksiyonların yarattığı reaksiyonları engellerler. Bunlarla birlikte E vitamini almak, etkilerini arttırır. Günde 1-2 kaşık keten tohumu yağını yoğurda ekleyebilirsiniz.

C Vitamini: Bildiğimiz en iyi bağışıklık destekleyicisidir. Bir çok sebze ve meyvede doğal olarak bulunur. Kanda beyaz küre denen lökositlerin yapımını arttırır, antikorların seviyesini yükseltir ve virusun hücrelere girmesini azaltır. Günde 200 mg almak yeterli! Eğer dışarıdan C vitamini alıyorsanız, bir seferde almak yerine bölünmüş dozlarda alın. Fazlası idrarla atılmasın.

E Vitamini: Bu da antioksidan ve bağışıklığı destekleyen bir vitamindir. C vitamini kadar meşhur olmasa da önemlidir. Mikrop ve kanser hücrelerini öldüren hücrelerin yapımını arttırır. Vitamin E yaş ilerlemesiyle zayıflayan bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve ayrıca kalp ve damar hastalıklarının gelişmesini engeller. Günde 30 – 60 milligram alabilmek için tohumlu yiyecekler, bitki yağları, ve tahıllar yenebilir.

Karotenler: Karotenler, kırmızı, turuncu ve sarı bitki pigmentlerinden oluşan koca bir ailedir. Domatesteki kırmızılığı, havuctaki turunculuğu, balkabağındaki sarılığı karoten verir. Ispanakta da vardır ancak yeşil kolorofil rengi baskılar. Hem A vitaminine dönüşerek, hem de antioksidan özellikleriyle yararlı olurlar. Enfeksiyonla savaşan hücreleri arttırır. Kalp damar hastalığı riskini azaltır, felç ve kalp krizini önler.

Alfa karoten, havuç ve balkabağında, likopen ise karpuz, greyfurt, domates ve guavada bulunur. Mango, portakal ve şeftalide bulunan farklı karotenler de vardır. Beta karoten ve likopeni duymuş olabilirsiniz, ancak karotenler geniş bir ailedir ve beraber alındığında daha etkilidirler.

Bioflavenoidler: Bu maddeler çevredeki kirliliğin hücrelere etkisini azaltmada rol oynarlar. Bir bakıma kirin, toksinlerin, mikropların etkisini bloke ederler. Sebze, meyveyi yeterli miktarlarda yiyen insanlarda hem bağışıklık sistemi daha kuvvetlidir, hem de kalp-damar hastalıkları daha az görülür. Antioksidan etkileri güçlüdür. Kırmızı/tatlı biber, çilek, limon, lime, şeftali, nektarin, brokoli, brüksel lahanası, mango, papaya gibi egzotik meyveler, sarımsak, ıspanak …

Soğuk algınlığına sıcak reçete

Acı biber, hardal, turp, karabiber, soğan sarımsak gibi yiyeceklerde mukusu parçalayıcı etkiler olduğundan, burun ve sinüsleri dolduran mukusun atılmasını kolaylaştırırlar. Bu maddeleri, çorbalarda, bitki çaylarının içinde rahatlıkla kullanabilirsiniz.