Ve gökten ilk “Anneler Günü” konulu mail tanesi düşeli tam bir ay oldu. Şanslı markalar, bir hafta öncesinden başladı kutlamalara, şanssızları ise hala son revizyonlarını veriyor.
Yaklaşık 100’e yakın mailden sonra ajans çalışanı ile marka, sidik yarışını keser; kendi aralarında süre gelen reklam kampanyasını bitirir. Hemen sonrasında ajans çalışanı, zafer edası ile ajansın geneline ne zor şartlar altında yayına aldıkları işi tanıtan mailini atar ve rahatlar.
Ajansın geri kalanı ise hep bir ağızdan kutlama mailini yazar ve herkese atar, yazar ve herkese atar, yazar ve herkese atar derken bu iş gece yarısı uykuyu bölen son maile kadar devam eder. İşte bu muhterem “Anneler Günü” ajanslarda böyle zor şartlar altında hazırlanır ve sofralarınıza konulur.
“Anneler Günü” kutlamasının kan emiciliğine tam bir ay önceden başlar markalar ve ajanslar. Esasen bir halt yendiği de yoktur. Anneannemin deyişi ile “ossur ossur ipe diz” tadındaki işler, uzun mailler eşliğinde süslenir ve müşterilere satılır sonra; kastıyla, kostümüyle reklam filmleri çekilir. Kısaca, kendi içindeki “satma” arzusunu size “hediye et” diye paket eder, markalar ve ajanslar. Bu sirkülasyon böyle devam ederken kimsenin ruhu duymaz havanın acımtıraklığından…
Üstelik, ortada komik ve ironik bir durum daha vardır. Ne marka, ne de ajanstaki muhlis kişi veya kişiler bile inanmazlar kendi yaptıklarına. Hiç inanmazlar. Tek amaçları vardır; günü bitirmek ve kurtulmak ayrıca bugün daha çok para kazanmak. Y
ıllık bütçeler hazırlanırken bile getirisinden mütevellit kırmızı ile işaretlidir “Anneler Günü”. Hal böyle olunca televizyonu her açtığınızda apayrı bir satın alma hikayesi görür, bir bombardıman şeklinde reklamlara maruz kalırsınız. İş bu açıdan bakınca yeterince çirkinleşiyor değil mi? Sadece satın alma dürtüsünü körüklemeye çalışan insanlar arasında kutlanan, koca bir samimiyetsizlik içeren gün, bugün.
Oysa, unutulmayan, aranan bambaşka şeyler vardır böyle günlerde… Annesini hiç görmemiş biri annesini arar, annesini kaybetmiş biri annesini anar, muhtemelen bir çok gün anar ama bugün daha birçok anar. Yahut, hiç sevmiyordur annesini… Belki de çok kötü şeyler yaşamışlardır, hatırlamak dahi istemez. Ama patlangaçlı reklamlar ile hatırlar. Sıkıcı ve gereğinden fazla anlam yüklenmeye çalışılan özel günler kumpasına yakalanıverir.
Yeterince samimiyet içermeyen günler kervanına bir de bugün eklenir ki bugün en çirkini bile olabilir.
İşte bu yüzden bu kadar bangır bangır kutlanan her günden en az iktidardan durduğunuz kadar uzak durmayı tercih ederdim, yerinizde olsam…