Kimsiniz siz? Yani biri size bu soruyu sorsa nasıl cevaplarsınız? Öncelikli sıfatlarınız nedir?
Merhaba, ben Ayşe’nin, Rıza’nın annesi, Mehmet’in karısı, Hüseyin ile Fatma’nın kızı gibi birisi üzerinden tanımlıyor musunuz kendinizi?
Peki bu, sakat bir durum değil mi sizce? O kişi hayatınızdan bir şekilde çıkıp giderse ne olacak? Hala o kişinin o şeyi olmaya devam edeceksiniz belki, ilişkiler varlığımızı oluşturuyor, şekillendiriyor elbette ama sebebi midir?
Anne olan kadınların ciddi bir kısmı çocuktan önceki hayatlarının nasıl olduğunu hatırlamıyorlar. Valla. O kadar sık rastlıyorum ki bu cümleye. İnsan nasıl hatırlamaz ki kendi geçmişini?
Ben bu cümle ile karşılaşınca şöyle hissediyorum. Pek yoktun demek ki o zaman. Hatırlanacak hiçbir şeyi olmayan seneler geçirdin demek ki o zaman. Ya ama o cümle aslında o demek değil, demeyin.
Aslında hatırlayıp, olumlu anlamda kullandığınızı düşünüyorsanız da geçen seneler boş imiş, ben şimdi anladım her şeyi demek istiyorsunuz.
Ama ya yaşanan diğer her şey?
Şu zamana dek bu kadar mı her şeyin dışındaydınız, hiçbir şey etkilemedi mi sizi ve kendinizi tanımlamanız için size muhtaç birilerine bakmanız, onu sevmeniz ve onun sonsuz sevgisine, ilgisine mi ihtiyacınız varmış? Nasıl oldu da bu yaşa kadar bir şey anlamadınız da anne olunca anladınız; bunun cevabını kendinize vermeniz gerekiyor. Bu aşama mühim bir özeleştiri ve kendini tanımak, eksiğini gediğini fark edip toparlamak için mühim bir adım.
Ki bu arada anne olunca anlaşılan şeyleri de yok sayıyor değilim. Elbette zilyon tane şey anlıyor, öğreniyor insan taş değilse.
“Merhaba, ben Sevgi.” dedikten sonra nasıl bir insan olduğunuz, kişisel özellikleriniz, neyi sevip sevmediğiniz değil midir sizi tanımlayan şeyler? Ki onlar da sabit olmamalı.
Ne olur takılmayın insan değişmez, 7’sinde neyse 70’inde de odur sabit fikrine.
İnsan değişir, o zaman yaşıyordur. Şimdi de ölebilirsin o zaman, ne diye buradasın ki bir şey değişmeyecekse?
Yayımladığımız Yeşim Büber söyleşindeki “Sanırım bastırılmış kadınlığın muhteşem dönüşü “annelik”. Neyse ki kadınlığımı annelik üzerinden tanımlamaya ihtiyacım olmadı. Bu, çocuklar için de ezici bir baskı olurdu.” cümlesi bizi harekete geçirecek cümlelerden biridir.
Kendimizi etrafımızdaki insanlardan bağımsız olarak tanımlayabilmemiz gerekiyor. Önce birey, yetişkin olmamız gerekiyor ki kazandığımız sıfatlar ile mühimsediğimiz kişilere de bir faydamız dokunsun.