Vücudumuzun bağışıklık sistemi hastalıklara karşı bizi korur. Vücuda giren mikroplar çoğalarak hastalığa neden olur. Bağışıklık sistemi ilk defa karşılaştığında bu mikroplar ile tanışır ve antikor adı verilen ve bu mikroba karşı koruyucu görev yapan proteinler üretmeye başlar. Ancak antikor üretimi belli bir süre alacağı için bu arada hastalık başlar. Aşılarla vücuda, hastalığa neden olan mikrobun inaktive (ölü) veya canlı ancak hastalık yapamayacak kadar zayıflatılmış hali verilir. Bağışıklık sistemimiz aşılarla verdiğimiz mikroplara karşı da aynen doğal mikropla ile karşılaştığı zaman geliştirdiği cevabı verir. Sonuçta aynen hastalığı geçirdiğimizde elde ettiğimiz gibi uzun süreli hatta bazen ömür boyu koruma elde ederiz. Sonuçta cevap mekanizması aynıdır, tek fark aşıların koruyucu cevabı bizler hastalanmadan oluşturmasıdır.
Hamilelikte geçirilebilecek bazı hastalıklar hem anne hem de bebek açısından ciddi risk oluşturabilmektedir. Bu nedenle hamile kalmayı planlayan bir kadının hamile kalmadan önce bu hastalıklara karşı korunuyor olduğundan emin olması gerekmektedir.
Bu açıdan bakıldığında anne adayının gebelik öncesinde bu hastalıklara karşı bağışıklıklarının olup olmadığının anlaşılması gereklidir. İlgili testler yapılarak bağışıklık yok ise aşı yapılmalı ancak aşıdan sonra en az bir ay gebe kalınmamalıdır.
Hamilelik öncesi yapılacak aşılar nelerdir?
Bu hastalıklar içerisinde en önemlisi kızamıkçıktır. Kızamıkçık hamilelik döneminde geçirildiğinde Doğumsal Kızamıkçık Sendromu adı verilen ve anne karnında gelişmekte olan bebek üzerinde kızamıkçık virüsünün yarattığı etki ile meydana gelen bir tablodur.
Hamileliğin ilk üç ayı içerisinde kızamıkçık geçiren bir annenin bebeğine de kızamıkçık virüsünü bulaştırması sonucunda bebeklerin %95’i sağırlık, göz defektleri, kalp defektleri, zeka geriliği gibi doğumsal bir sakatlıkla doğmaktadır. Hamileliğin erken dönemi (ilk 12 hafta içinde) enfeksiyonun en tehlikeli olduğu dönemdir. Kızamıkçık enfeksiyonuna bağlı sakatlık görülme ihtimali, enfeksiyon hamileliğin geç dönemlerinde geçirilirse azalmaktadır (20 haftalık hamilelikten sonra).
Bu nedenle hamile kalmayı planlayan doğurgan yaştaki kadınların kızamıkçık geçirdiklerini ve buna bağlı olarak kızamıkçığa karşı bağışık olduklarını göstermeleri (kan testi ile) ya da kızamıkçık geçirmediler ise mutlaka kızamıkçık aşısı ile korunuyor olmaları gerekmektedir. Kızamıkçık aşısı olacak anne adaylarının unutmaması gereken en önemli nokta aşıdan sonra en az bir ay süreyle hamile kalmamalarıdır. Kızamıkçık aşısı hamile kadınlara uygulanmaz.
Suçiçeği hastalığı hamilelikte geçirildiğinde bebek açısından hastalığın geçirildiği dönem ve ağırlığına bağlı olarak risk yaratabilmektedir. Hamileliğinin ilk 6 ayında Suçiçeği geçiren anne adaylarının bebeklerinin yaklaşık olarak %2’sinde Doğumsal Suçiçeği Sendromu adı verilen çeşitli organ bozukluklarının bir arada görüldüğü bir tablo oluşur. Bu organ bozuklukları genellikle kol ve bacakların gelişmemesi, katarakt, göz kürelerinin küçük kalması, görmeyi sağlayan göz tabakalarının etkilenmesi, ses telleri felci ve merkezi sinir sistemi bozuklukları gibi çeşitli sakatlıklar yaratacak ciddi bozukluklardır. Hamileliğin 7. ve 21. haftaları arasında Suçiçeği geçirilmesi bebeğin anne karnında etkilenip yukarıdaki bozuklukların oluşması için en riskli dönemdir. Bu nedenle hamilelik öncesinde suçiçeği geçirmemiş ve aşılanmamış ve hamile kalmayı planlayan anne adaylarının en az 1 ay ara ile iki doz olarak suçiçeği aşısı yaptırmaları önem taşımaktadır. Eğer suçiçeği geçirilip geçirilmediği hatırlanmıyor ve laboratuar tetkikleri ile de ortaya konma olanağı yok ise anne adayı mutlaka aşılanmalıdır. Bu arada yine unutulmaması gereken nokta suçiçeği aşısı uygulandıktan sonra en az 1 ay süreyle hamile kalınmaması gerektiğidir. Hamilelikte suçiçeği aşısı uygulanmaz.
Hamilelik esnasında yapılabilecek ve yapılmayacak aşılar nelerdir?
Gebelik sırasında bağışıklık sağlanmasının ayrı bir önemi vardır. Bu durumda karşımızda hastalıktan korumamız gereken anne adayı, bunun yanında hem hastalıktan hem de aşının olası risklerinden korumamız gereken bebek vardır. Gelişim halinde olan bebeğe, annenin aşılanmasının getireceği riskler teoriktir. Inaktif virüs aşıları, bakteri aşıları veya toksoidler ile aşılamanın fetusa ve anne adayına risk yaratmadığı bilinmektedir. Canlı aşıların ise teorik olarak fetusa zarar vereceğine inanılır. Gebelik sırasında anne adayının aşılanması düşünülüyor ise, anne ve yeni doğana aşılamanın getireceği yararın, aşının teorik de olsa yaratacağı ters etkilerden fazla olması gerekir. Genel olarak, canlı virüs aşıları gebelikte yapılmaz. Çünkü teorik olarak aşıdaki canlı virüsün bebeğe geçeceğine inanılır. Eğer canlı virüs aşısı bilinmeden gebe kadına verildi veya kişi aşı olduktan sonraki dört hafta içinde gebe kaldı ise oluşabilecek teorik risklerle ilgili gebeye bilgi vermek gerekir. Ancak bu durumun gebeliğin sonlandırılması için endikasyon teşkil etmediği de unutulmamalıdır.
Aşılama ile annenin ve dolayısıyla fetusun saglıgı korunurken geçen pasif antikorlar sayesinde yenidoğanın ilk altı ayında enfeksiyonlardan korunması saglanır. Aşılama kararı alınırken fetusta doğabilecek potansiyel riskler ve faydalanım iyi tartılmalı ve değerlendirilmelidir.
Gebelikte Aşılamanın Amaçları: Gebelik esnasında doğumsal anomali (özürlülük), büyüme geriliği, ölü doğum ve nörolojik arazlara sebep olan enfeksiyonlardan korumak (varisella, rubella vb). Erken doğum riskini ve prematüriteyi azaltmak. Gebelik esnasında daha şiddetli seyreden hastalıklardan anneyi korumak (influenza, hepatit B vb). Yenidoğan bebeklerde enfeksiyonları azaltmak (GBS, streptecoccus pnomonia vb). Yenidoğanın ilk 6 ayında enfeksiyöz hastalık riskini ve dolayısıyla bebek hastalık ve ölüm riskini azaltmak. Bu sayede sağlık maliyetini azaltmaktır.
Gebelikte aşı ne zaman yapılmalı ?
Olası bebekte özürlülük endişesini azaltmak ve ilk üç ayda zaten artmış olan düşük riski ile ilişkilendirilmemesi için için aşılar mümkünse 2. ve 3. üç ayda uygulanmalıdır.
GEBELİKTE AŞI SEÇİMİ
Zararsız olan Aşılar
•Tetanos difteri (Td) aşısı
•Influenza(grip ) aşısı
•Hepatit B(sarılık ) aşısı
•Meningokok aşısı
•Kuduz aşısı
Tetanos ve difteri toksoid aşısı (Td)
Tetanos hem annede hem de yenidoğanda yüksek mortaliteye sahiptir . Yılda 200.000 yenidoğanın tetanosdan öldügü bildirilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tetanosa bağlı anne ve yenidoğan ölümlerini son yıllarda tamamen önlemeyi hedeflemektedir. Aşı, yenidoğanı tetanosdan %100 korur. Yenidoğan tetanosunu engellemek için tetanos aşısı gebelerde rutin olarak uygulanmalıdır. Aşılanmış, ancak son 10 yıl içinde bir difteri ve tetanos rapeli yapılmamış olan gebe kadınlara bir rapel dozu yapılmalıdır. Aşılanmamış veya kısmen aşılanmış olanların primer serileri tamamlanır. Primer aşılama 3 doz olarak yapılır (ilk 2 doz birer ay ara ile, ikinci dozdan 6 ila 12 ay sonra da üçüncü doz olmak üzere ).
Grip aşısı (influenza aşısı)
Gebelik ve lohusalık dönemlerinde geçirilen grip hastalıgına baglı ciddi yan etkiler ortaya çıkabilmektedir . Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ve Aşılama Uygulamaları Danışma Komitesi (ACIP), grip mevsiminde (Ekim-Mart) gebeliği 14 haftadan büyük olan tüm gebelere ve erken lohusalık dönemindeki annelere grip aşısı uygulanmasını önermektedir.
Toraks Derneği ise; grip aşısını grip geçirdiğinde ciddi komplikasyon gelişme olasılığı bulunan ve tıbbi sorunları (astım, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, immun yetmezlik…) olan gebeler için önermektedir. Yine 2.-3. üç ayda grip geçirme riski olan gebeler de grip aşısı adaylarıdır. Sağlık Bakanlığı’ nın gebelerde grip aşısı için önerisi ise; gebeliğin ilk 3 ayı içinde olan kadınlar (ancak doktor tarafından gerekli olduğu tespit edilirse grip aşısı olabilirler) olarak belirlenmiştir.
Hepatit B aşısı:
Taşıyıcı annelerin bebeklerine doğum esnasında hastalık bulaştırmaları mümkün. Bu nedenle hepatit B taşıyıcı annelerin bebeklerine doğar doğmaz ilk 12 saat içerisinde hepatit B aşısı ve immunoglobulini uygulanmalı. Eşi hepatit B taşıyıcı olan anne adayları ayrıca , mesleki temas riski, akut enfekte hasta ile temas ya da kronik taşıyıcı ile karşılaşma riski varsa ve hamileliğe kadar aşı yaptırmamışsa hamilelikte mutlaka aşılanmalıdır. Bu güne kadar bu aşı ile ilgili olarak herhangi bir teratojenik etki bildirilmemiştir . Gebelikte ve laktasyon sırasında aşılanmanın bir riski yoktur. Üç doz olarak uygulanır (0, 1-2, 4-6. aylarda). Anneden pasif olarak geçen antikorlar yenidoğanı korur. HBsAg pozitif olarak doğan çocuklara hepatit B hiperimmunglobulini ve hepatit B aşısı yapılır (immünoproflaksi) .
Meningokok aşısı
Meningokok aşısı gebelerde meningokokal menenjit salgınlarında önerilir (1 doz). Annede olusan antikorlar plasenta yoluyla geçerek yenidoğanda ilk birkaç ay % 50’ye yakın koruma sağlar. Anne ve fetusta aşının herhangi bir yan etkisi gösterilmemistir.
Kuduz aşısı
Karşılaşma sonrası kuduz ölü virüs aşısı ile gebelere immünoprofilaksi önerilir.
Sadece gerektiğinde yapılması önerilen aşılar:
•Boğmaca
•Pnömokok
•Kolera
•Sarı humma
•Hepatit A
•Polio
Yapılmaması gereken aşılar:
•Kızamık
•Kızamıkçık
•Kabakulak
•Suçiçegi
•BCG
Emzirme ve aşılama
Inaktive veya canlı aşıların hiçbirinin emzirmekte olan anne veya bebegi üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi yoktur.
ÖZET
• Hamilelik öncesinde bağışıklık yok ise kızamıkçık ve suçiçeği aşısı yapılmalı ve en az bir ay gebe kalınmamalıdır.
• Aşı hem anne hem de bebek için en önemli koruyucu sağlık hizmeti olduğundan gerektiğinde uygulamaktan kaçınılmamalıdır.
• Tetanos-difteri aşısı rutin olarak, influenza ve hepatit B aşısı riskli gebelikte uygulanan güvenilir aşılardır. Hepatit B aşısı endikasyonu olan gebelerde mutlaka uygulanmalıdır.
• Gebeliğin 2. ve 3. trimesterini influenza mevsiminde geçirecek olan tüm gebelere influenza aşısı yapılmalıdır.
• Kızamık, kabakulak, kızamıkçık ve suçiçegi aşıları fetus üzerine potansiyel toksik etkilerinden dolayı gebelerde kullanılmamalıdır.
• Gebelikte sadece tarama yapılmakla kalınmamalı, antijenleri negatif olan kadınlara bir kez daha gebe kalabilecekleri düşünülerek emzirme döneminde rubella ve varicella aşıları yapılmalıdır.
• Aşılar zorunlu haller dışında 2. ve 3. trimesterde uygulanmalıdır.
• Lohusalıkta aşılamanın sakıncası yoktur.