Fetüs artık yenidoğana benzer: Vücut yağları oluşmadığı için deri ince bir görünüme sahiptir. Orta kulakta yer alan kemikler sertleşir. Bebeğiniz artık daha rahat duyabilir. Bebekle bol bol konuşulmalı, böylece annenin sesine alışacaktır. Gözler oluşmuştur. İriste pigmentler olmadığı için henüz göz rengi belirmemiştir. Pankreas gelişmekte ve hormon aktivasyonu başlamaktadır.
Özellikle insülin hormonu üretilmeye başlandı. Bebeğin yaşayabilmesinin ve dış ortama uyum sağlamasında en önemli aşaması akciğer gelişimidir. Bu haftada bebek akciğerlerinin doğumdan sonra oksijenle dolmasını sağlayacak sürfaktan denilen maddenin üretimi başlar.
Bebek büyüdükçe daha güçlü olarak hareketleri anne tarafından hissedilir. Bu hareketlerin babaya da gösterilmesi babalık duygusunun pekişmesi ve duygusal bağın güçlenmesine destek olur. Hamileliğin özellikle 2. trimesterinde (13-27. haftalar arası) bebek çok hareket etmektedir. Çünkü bebek içinde yüzdüğü suya göre küçüktür, dolayısıyla hareket alanı boldur. Bu haftalarda ultrasonda bebeğin ters veya yan yatıyor görülmesi böyle kalacağı anlamına gelmez. Bu haftalarda bebeklerin yaklaşık yarısı ters durmaktadır.
Bebek genellikle 35. haftaya kadar defalarca bir ters, bir düz dönecektir. Hangi pozisyonda olursa olsun genellikle 35. haftaya kadar baş aşağı döner. 35. haftadan sonra bebeklerin ancak %3-4’ ü ters durmaya devam eder. Ancak 35. haftada bebeğiniz halen ters ise (makat geliş), bu haftadan sonra baş gelişe dönme ihtimali daha azdır.
Hızla büyüyen rahim karın içerisinde hemen üstünde bulunan diyaframa baskı yapmaya başlayabilir. Bu nedenle bazı anne adaylarında nefes darlığı ortaya çıkabilir. Eskiden kolaylıkla yapabildikleri günlük işlerde çabuk yorulduklarını, nefes nefese kaldıklarını hissedebilirler. Bu şikayetler rahmin ve bebeğin büyümesi ile ilerleyen haftalarda artacaktır. Ancak yine de kan sayımı yapılarak anemi değerlendirilmelidir. Ayrıca rahmin büyümesi ve ağırlığının artması anne adayının bel kısmındaki omuriliğine binen yükü arttırmıştır.
24. Gebelik Haftası
Gelişim ve olgunlaşma hızla devam etmektedir. Ağırlık bir haftada ortalama 100 gr. artmış ve 600 gr. kadar olmuştur. Bebeğin boyu ise 30 cm’ye ulaşmıştır. Kas, kemik ve organlar büyümekte , bebek artık yavaş yavaş dış ortamda yaşayabilecek donanıma sahip olmaktadır. Bebeğin akciğerlerinde hava kesecikleri oluşmaya başlar. Doğumdan itibaren hava solumayı sağlamak için akciğerler “sürfaktan” adı verilen bir madde üretirler. Bu madde, akciğerdeki minik hava keseciklerinin çeperlerinin birbirine yapışmasına engel olur. Bu sayede her nefes alışında kesecikler hava ile dolar. Bu sayede bebek yaşayabilme (viabilite) kazanmış olsa da olası bir erken doğum sonrasında pek çok komplikasyon kapıda beklemektedir. Viabilitenin olabilmesi için doğum sonrası bebeğin solunum, sindirim ve vücut ısısı gibi bebeğin yaşamının en önemli fonksiyonlarının korunması sağlanmalıdır. 24. haftadan itibaren bebeğin neredeyse tüm organları fonksiyonunu yerine getirmeye başlamıştır.
Ancak bu haftadan itibaren bazı hastalıkların teşhisi konulsa da bebek yasal olarak ta tahliye edilemez (örneğin, mongolizm tanısı konulsa da).
Bebeğin avuç içlerinde küçük çizgiler oluşur,kas koordinasyonu gelişir ve parmağını emebilir. Bu hafta içinde ter bezleri oluşacaktır. Ayrıca tad alma duyuları gelişir.
Anne bedeninde hormonal değişime bağlı olarak gebelik insülin direnci artar ve diyabet kolaylaşır gebede gebeliğe bağlı olarak diyabet (gestasyonel diyabet) ortaya çıkabilir veya önce diyabeti var ise gebelikte tablo daha ağırlaşır. Diyabet açısından riskli anne adaylarında gebeliğin hemen başında ilgili laboratuar tetkikleri yapılmalıdır ( diyabet olması, anne ve babasında diyabet, aşırı obezite, önceki gebelikte diyabet olması, iri bebek bebek öyküsü,..). Bu risk faktörlerini taşıyan gebelerde, test sonuçları normal bile olsa OGTT 24-28. haftalarda tekrar edilmelidir.
Bu açıdan risk yok ise 24. haftadan sonra gestasyonel diyabet riskini araştırmak amacı ile 50 gram glukoz tarama testi (50 gr OGTT) Test sonucunda birinci saat kan şekeri 140 mg/dl den fazla çıkarsa tanı testleri uygulanmalı ve kan şekeri gebelik boyunca mutlaka uygun tedavi ile ( diyet.. gerekirse insülin olmak üzere) normal sınırlarda tutulmalıdır.
Hamilelikte glükoz yükleme testi (Gebelikte şekerli su testi)
50 gr. glukoz yükleme testi – 100gr oral glukoz testi
24-28. haftalar arasında gestasyonel diabet (gebelikte ortaya çıkan şeker hastalığı) taraması amacıyla 50 gr. glukoz yükleme testi yapılır. Test aç veya tok olarak uygulanabilir.
5O gr. glukoz yükleme test sonucu 140 mg/dl den yüksekse;
3 saatlik 100 gr oral glukoz testi yapılır. OGTT için gebe üç gün 300gr karbohidrat içeren beslenme programına alınır. Kişi bu dönemde normal günlük aktivitesine devam etmelidir.Üçüncü gün akşamından sonra 12 saatlik açlığı takiben sabah 0. dakika kanı alındıktan sonra 100gr. glukoz 5 dakika içinde içilir. Daha sonra birinci, ikinci ve üçüncü saatlerde glukoz (kan şekeri) için kan örneği alınır.
Açlıkta > 95 mg/dl
1.saattte> 180 mg/dl
2.saatte> 155 mg/dl
3.saatte> 140 mg/dl
Buradaki 4 değerden 2 veya daha fazlası anormal ise gestasyonel diyabet (gebelikte ortaya çıkan şeker hastalığı) tanısı konulur. Tek değerin yüksek olması durumunda ise testin bir ay sonra tekrar edilmesi önerilir. 50 gram şeker yükleme test sonucunun 190 mg/dl’den yüksek olduğu durumlarda 100gr OGTT yapılmasına gerek kalmadan açlık glukoz düzeyine bakılması yeterli olacaktır.
Eğer açlık kan glukozu 95mg/dl’nin üzerinde tespit edilirse gebe gestasyonel diabet olarak değerlendirilerek tedaviye başlanılır. Gebeliğe bağlı şeker (gestasyonel diyabet) hastalığının sıklığı bütün gebelerin % 3-5’inde görülebilir. Bu yüzden maliyet ve zorluğu dikkate alınarak önce 50 gram şeker yükleme testi yapılmalıdır. 50 gram testin sonucu yüksek çıkanlara 75 veya 100 gram testi yaptırmak çok daha uygundur.
Hamileliğin bu haftasına kadar anne adayları yaklaşık 6 kilo almışlardır. Kalan sürede de yaklaşık 6 kilo (yani ayda 1,5 kilo) almaları beklenmektedir. Bebeğin kilo artışı da bu haftadan sonra belirginleşecektir. Büyüyen rahim diyaframa baskı yaptığı gibi mideye de baskısını arttırır ve anne adaylarının mide yanması (reflü) şikayetleri artar. Öğün sayısını arttırıp, öğünlerdeki yemek miktarını azaltmak, sıvıyı yemek aralarında almak , yemekten sonra dinlenirken göğüs kafesini yukarıda tutmak, yatmaya yakın yemek yememeye gayret etmek bu şikayetleri azaltsa da, anne adayları için doktora başvurup ilaç başlamayı gerektirecek kadar rahatsız edici olabilir.
Gebelikte diş etlerinde kanamalar olabilir. Diş eti kanamaları hormonal etki sonucunda diş eti kanlanmasının bozulmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Dişler yumuşak diş fırçası ile ve diş etleri üzerine fazla bası yapmadan fırçalanmalıdır. Ancak bilinmelidir ki gebeliğin her haftasında her türlü diş tedavisi yapılabilir.
Nefes almakta zaman zaman güçlük ortaya çıkabilir. Açık havada günlük yürüyüşler yapılabilir. Ancak anemi açısından da test yapılması gerekebilir. Bu hafta, hamilelikte önemli bir dönüm noktasıdır. Anne bu haftadan itibaren, erken doğum belirtileri konusunda bilgi edinmelidir.