Bizim kız bu sabah uyanınca “Anne biz çok şanslıyız biliyor musun?” dedi. Neden diye sorduğumda “Gelecekte dünya daha güzel bir yer olacak, yani biz anne olduğumuzda” dedi. Ben de “Evet, öyle olacak” dedim bütün kalbimle. Kahvaltı ettik; o yaz okuluna, ben işe yollandık ki o anda Fransa’daki katliamı öğrendim. “Off olamaz!” derken aklımda Gülse’nin sözleri, “Dünya daha güzel olacak”…
Elim varmadı önce haberlere bakmaya, ıvır zıvır şeylerle oyalandım. Zaten aylardır üst üste yaşadığımız felaketlerle hepimiz depresyonun eşiğine gelmiş, elleri kolları bağlı çaresizlikle her gün biraz daha mutsuzlaşırken daha da mutsuz olmak istemedim. Evet, bencilce belki ama nefreti nefretle anan, profilinde yerde yatan daha 100 cm boyuna yeni ulaşmış, lüle saçları aradan gözüken ve yanında bebeği olan o kızın fotoğrafını paylaşanları görmek istemedim.
Bir iletişimci olarak felaket zamanlarında insanların ve özellikle de çocukların fotoğraflarının paylaşılmasındaki etik olmaktan uzak tutumları yazmak değil şimdi niyetim; şimdi bir anne olarak demekteyim ki çocuklarımızın yüzüne nasıl bakacağız?
Ben Gülse’nin sorusunu cevaplarken onun gözlerine bakmadan, umudunu kırmadan mı hareket edeceğim yoksa gerçek dünya acımasız ve insanlar kötü mü demeliyim? Tabii ki yalan söyleyeceğim.
Nefret dolu sosyal medya mesajları beni daha da umutsuz hale getirirken, evet her şey çok güzel olacak, dünya daha güzel bir yer olacak nasıl denir?
Çaresizliğimizi, mutsuzluğumuzu, kızgınlığımızı paylaşırken çok nefret doluyuz, bu beni çok korkutuyor. Bu, bana insanın intikam alabilecek kinci, ihtiraslı ve bencil bir varlık olduğunu gösteriyor. Hümanist olmayan her türlü yaklaşım, analiz bizi onlara daha da yaklaştırıyor, çocuklarımızın yüzüne bakmamızı daha da zorlaştırıyor.
Çocukların felaket zamanlarında biçare fotoğraflarının ana akım ve sosyal medyada kullanılmasının bize ne gibi bir fayda sağladığını sormamız gerek öncelikle?
Ben hiç kimseye bir fayda sağlayacağına inanmıyorum. Olaya dikkat çekmek, vahametine vurgu yapmak profesyonel olmayanlar için etkili cümlelerle, yazı kabiliyetiyle, profesyoneller için ise etik habercilikle son derece mümkün. Olayda zarar gören çocuğun yakınlarını da düşünmek bir insanlık belirtisi her şeyden önce…
Kimse bir çocuğu o halde görmek istemez. Üstelik daha güzel bir dünyada yaşayacağına inanan, mutlu, umutlu çocuklarımızı… Tek düşüncesi bebeği ile gezmek, hayaller kurmak, anne babasıyla eğlenmek olan masum çocuklarımızı… Kimse çocukların denizin ortasında ölmesine izin vermez… Ya da kimse bir çocuğun açlıkla sokakta yaşamasına izin vermez… Ben bunlara inanarak cevap vermek istiyorum çocuğuma.
Felaket zamanlarında paylaşılan, hiçbir toplumsal fayda sağlamayacağına inandığım bu görseller aksine olumsuzluklara yol açacak;
Çocukların ölü bedenleri bu savaşa çare olmayacak.
Çocukların yakınlarının içindeki öfke ve çaresizlik daha da acı veren bir hal alacak.
Hepimiz içinden çıkmayacağımız bir depresyona gireceğiz.
Çocuklarımıza yalan söyleyerek onları büyüteceğiz…
Dünya daha güzel bir yer olmayacak.