Advertisement

Yazar: Konuk Yazar

Tuğçe Tatari: Mahmur Kampı

Asya Nine: Barış olsun, araba bile beklemeden memlekete koşarak dönerim! Çocuklarını ‘heybeler içinde saklayarak’ Mahmur’a kaçan Asya Nine “Evladım barış için çalışın. Türk anneleri de, Kürt anneleri de en büyük acıyı yaşadı. Barış sadece Kürtlerin meselesi değildir, hem Kürtlerin, hem Türklerin özlemidir” diyor… Gerçek hayat hikâyelerine dokunmak, insanları tanımak, hayatlarına konuk olmak büyüleyicidir. Ama insan, hikâyeyi hep kendi yazdığını sansa da, hikâyeler de döner insanı yazar aslında… Mahmur Kampı, kiminin “terör destekçisi” diye andığı, kimilerinin ise “yaşamak için direnmenin anıtı” olarak kabul ettiği, çöl ikliminin tam ortasına kurulmuş bir kamp. Türkiye’nin defalarca “dağıtılmasını” talep ettiği, sıfırdan var edilmiş koca...

Devamı…

Haller Durağı: "Türkiye kadar pedagoji bilmez bir toplum görmedim"

Ayşe Akdeniz, Haller Durağı köşesinde bu hafta Prof. Dr. Murat Belge ile ‘Türkiye’nin halleri’ üzerine söyleşti: ” Bir toplum davranışlarından sorumlu olmayan, acaba ceza-i ehliyeti var mı diye soracağımız adamlar yetiştiriyorsa burada hakikaten bir mekanizma, sistem bozukluğu var demektir.” Türkiye’nin entelektüel, sözüne güvenilebilir birkaç isminden biri olan Murat Belge’yle, Haller Durağı’nda konuşmak istememin sebeplerinden biri elbette Taraf gazetesindeki köşesinin adının “Türkiye’nin Halleri” olmasıydı. Neden “Türkiye’nin Halleri?” ve “Nedir bu haller?” diye sormak istedim kendisine ve sohbetimiz sırasında edindiğim izlenim aslında durumun vahim olduğu. Sizin Taraf gazetesindeki köşenizin adı Türkiye’nin Halleri. Nedir bu Türkiye’nin halleri? Türkiye’nin halleri deyince aklımıza neler...

Devamı…

Sibel Yerdeniz: Berkin ekmek almaya gitti, gelecek…

Uçurtma uçurduğu yerde ne çimenler, ne başı bulutlarda ağaçlar, ne de masmavi gökyüzü var. Sadece betonlar… Şehrin yorgun ve kirli yüzü, gündelik yaşamın kargaşası, yoksulluk ve hep daha azıyla yetinme, büyüdükçe öğrenip öğrenebileceği. Ama yine de ayakları yere değmiyor mutluluktan… Onun yere değmeyen ayaklarına, kelebek kanatları gibi açtığı kollarına ve terden sırılsıklam olmuş saçlarına iyi bakın. O çoktan bu fotoğrafın içinden uçup gitmiş bir çocuk. Adı Berkin. Adının anlamı ‘güçlü, dayanıklı’ demek. Bir hastane odasında 97 gündür yaşam mücadelesi veriyor. Bu süre içinde iki kere kalbi durdu, ağır bir enfeksiyon geçirdi, ateşi günlerce düşmedi. Ama direniyor. Kalbi çok güçlü,...

Devamı…

Elif Çağlı: "İktidarın gözünden yeni nesil: “Çocuk”tan daha fazlası"

Son dönemde çocukların kaç yaşında okula gitmeye başlayacakları, hangi sınavla nereye girecekleri, kıyafet özgürlüğüne sahip olup olmayacakları, seçmeli ve zorunlu derslerinin kapsamı, anadillerinde eğitim alıp almayacakları politik iktidarın yasalarla yönetmeliklerle düzenlemeye çalışırken kamuoyu tarafından da tartışılan konular arasında yer aldı. Hal böyle olunca özellikle eğitim sistemi üzerinden çocukluğun nasıl politikanın biricik nesnesi haline geldiğini ve iktidarın hegemonyası dahilinde şekillendiğini görmek oldukça mümkünse de geçmişe doğru gitmek içselleştirdiğimiz değerleri sorgulamayı gerekli kılıyor ve mesele sanıldığından karmaşık hale geliyor. Türkiye’de Çocukluğun Politik İnşası isimli kitap dönemsel farklılıkları da göz önüne alarak, çocukluğun iktidar tarafından kurgulanışının bugüne özgü olmadığını aslında 19.yy sonu,...

Devamı…

"Tecavüz, izinsiz bir organa girmek değildir. Bir yaşama girip benliği darmadağın etmektir."

“Tecavüz, izinsiz bir organa girmek değildir. Bir yaşama girip benliği darmadağın etmektir. Tecavüz, kasten bir ruhu öldürmektir. Yani bir öykünün cinayetidir kanımca…” Siirtten Öte gazetesi, bir dönem Siirt Devlet Hastanesi’nde görev yapan psikiyatr Murat Yalçın’ın Hürriyet gazetesiyle yapmış olduğu ama orada yayımlanmayan röportajını paylaşmış.  – Sayın Murat Yalçın, Siirt’te ilköğretim öğrencisi kız öğrencilere tecavüz eden müdür yardımcısı Fahrettin Kuzu’nun Yargıtay’da onanan cezasında indirim yapıldığı ortaya çıktı. Kuzu, “iyi hal” ve “iki öğrencinin psikolojilerinin etkilenmediği” gerekçesiyle daha az cezaya çarptırıldı. Türkiye’yi sarsan bu olayla birlikte son birkaç haftada Midyat ve Siirt’teki tecavüz vakalarından hareketle Siirt’te görev yaptığınız sırada mağdur üç...

Devamı…

Kentsel dönüşümün 5N1K'sı

İstanbul: Müstesna Şehrin İstisna Hali. Bu isim hem iktidarın hem de Türkiye’nin İstanbul “tutkusu”nun hastalıklı tarafına dikkat çekmek için seçilmiş. Müstesna bir coğrafyaya ve tarihsel öyküye sahip olan İstanbul, çok uzun yıllardır hiç de müstesna bir biçimde yönetilmiyor. Şehrin güzelliğine, tarihine meftun olanlar ondan bu güzelliği ve tarihi almak için elinden geleni yapıyor. Şu gördüğünüz de şehrin son demleri zaten. “Müstesna Şehir” kısmı böyle. “İstisna Hali” ise Agamben’in hegemonyanın kendini var etme koşullarına dair teorisinden kaynaklanıyor. Demiş oluyoruz ki bu müstesna şehir de siyasal iktidarın kendini var etmek için kullandığı istisnai araçlardan azade değil. Yani aslında hiç de çok...

Devamı…

Sudan çocuklar

Yakın bir arkadaş, isminin yayınlanmasını istemeyen bir kadın, çok yakın zamanda yaşadığı düşük yapma tecrübesini, bunun kültürel karşılıklarını, yas tutmayı, tutamamayı anlattı. Bu röportajın tamamlanması bir ayı buldu. Bölük pörçük yapılan görüşmelerden aşağıdaki metni derledim. Bütün bu konuşmalar en nihayetinde yayımlanacak bir röportaj olarak da yapılmadı aslında. Bunların kısmen paylaşılması gereken tecrübeler olduğu kanısı zaman içinde oluştu. Yakın bir arkadaş, isminin yayınlanmasını istemeyen bir kadın, çok yakın zamanda yaşadığı düşük yapma tecrübesini, bunun kültürel karşılıklarını, yas tutmayı, tutamamayı anlattı. Bir de konuşmak, anlatmak gerektiğini. -Hamileliğinin sona ermesinin sebebi biliniyor mu? -Düşük vakaları tekrar etmiyorsa ilkinde sebep genelde bilinmiyor. İki...

Devamı…

Marx da olsa kız babası!

13 Ağustos 1866 tarihinde Londra’da yaşayan Karl Marx’ın, Paris’teki Paul Lafargue’a yazdığı bu ‘Sigortan, sodexhon var mı?’ tadındaki mektup, Lafargue’ın kızı Laura ile fazla sıkı fıkı olması konusunda inceden bir ayar çekerken bir yandan da müstakbel damadın tembelliğinden de dem vuruyor. Marx, 1883 yılında bu gazla Tembellik Hakkı’nı yazan Lafargue’ın 1911 yılında 70 yaşını aşmamak için kendine verdiği sözü tutarak kızıyla birlikte intihar edeceğini bilse yine de evlenmelerine razı olur muydu acaba? Azizim Lafargue, Aşağıdaki tespitlerimi iletmeme izin vereceğinizi umuyorum. 1. Eğer kızımla ilişkilerinizi sürdürmek istiyorsanız, ona ‘kur yapma’ tarzınızdan vazgeçmeniz gerek. Gayet iyi biliyorsunuz ki henüz verilmiş bir...

Devamı…

"Bağdat Caddesi'ne dönmek mi, allah korusun"

Tuğba Günal ve Birhan Erkutlu, İstanbul’da yaşayan ancak birçoğumuz gibi yaşamlarında bir şeylerin ters gittiğine inanan iki genç insandı. Tüketim alışkanlıklarını ve yaşamlarını sorgulamaya başladıklarında kendilerini yollarda buldular. Dünyanın doğusuna gittiler. Anadolu’nun dört bir köşesini çoğunlukla yürüyerek turladılar. Amaçları kendilerine yaşam alanı olabilecek bir toprak parçası bulmaktı. Sonunda Antalya’nın Kumluca ilçesi sınırlarındaki Alakır Vadisi’nde buldukları araziyi satın alıp sekiz yıl önce buraya yerleştiler… Yeryüzü cennetinin kıyısındaki hayalet köyler Elektriği güneşten, gıdalarını da topraktan sağlayıp, Toroslar’ın sularıyla kendilerine göre “dürüst” bir yaşam kurmak istiyorlardı. Alakır Vadisi, tek tip tarım kültürünün yaygınlaştığı Kumluca ve Antalya’ya göç veren köyleriyle giderek boşalmış bir...

Devamı…

Cinsel istismardan hayatta kalan bir blogger’la röportaj

Söyleşi yapmak istediğim blog yazarı ile bir kitabevinin kafesinde buluştuk. Çocuk kitapları bölümünde ne kadar çok kitap varmış! Etrafımız rengarenk çocuk kitapları kapakları ile dolu. Denizde, ormanda, gökyüzünde, yollarda, kahvaltı masasında, uykuda ve daha birçok yerde çocuklar. Ama, elbette çocuklara anlatılan hikayelerde insan eliyle yapılan kötülükler yer almıyor. Çocukken maruz kalınan istismara dair anlatılar çocukların ulaşamayacakları yerlerde konuşulmalı. Yine de birazdan gerçekleşecek cinsel istismar konulu sohbet için başka bir yer seçmemize gerek yok. Etrafımızda kitaplar var, çocuklar değil. Kalıyoruz ve sohbete başlıyoruz. Türkiye’de çocuklukta maruz kalınan istismarla ilgili son yıllarda sinema ve edebiyatta bazı anlatılar görünür olmaya başladı. (İlksen...

Devamı…