Başka Bir Okul Mümkün!

İlkokula başladığım günü hatırlıyorum. Kolalanmış bir dantel yaka. Akşamdan koltuğun üzerine konmuş… Ponponlu çoraplarım, siyah bantlı ayakkabılarımın kösele kokusu. Çok ama çok mutlu olduğumu hatırlıyorum. Okul mahallemizde. İlk gün annem babam götürüyor. Sonra kendim gidiyorum hep. Yakın zaten evimize. Servis yok, kokulu silgiler yok, en renkli şey yalnızca birkaç çeşit olan kaplama kâğıtları. Çok mutluyum çünkü bütün arkadaşlarım orada. Her sabah henüz kendi varlığım hakkında pek de bir fikrim yokken, hiç bilmediğim bir başka varlığa “armağan olsun” diyerek and içmeye başlıyoruz hep birlikte. Üniversiteye gidene kadar olan eğitim sürecime baktığımda, bir dizi hırpalanmışlık sayabilirim ben olma hikâyemde ayrı yerleri...

Devamı…