Galata Kulesi'nde bir adam…
Yanımdaki tasımdan gelen taze peynir kokusu ile uyandığımda Peynirci Osman’ın başımda beklediğini gördüm. Hemen kalkıp yemeğimi yedikten sonra bilindik işime yani Mısır Çarşısı’nı gezmeye başladım. Daha gün yeni doğuyordu ve çarşı fazla dolmamıştı. Aslında daha birçok dükkan açılmamıştı. Dışarı çıktım ve bir kayanın üzerine oturup yeni doğan güneşte gri postumu ısıttım. Yeşil gözlerimle uzağa, denizin ötesine ve doğan güneşe baktım. Orayı öyle çok merak ediyordum ki… Özellikle karşımda upuzun, dikilen o kuleyi. Peynirci Osman’ın bir müşterisi oradanmış, neydi o kırmızı olan evleri tekrar kahverengi mi yapıyormuş, neymiş. Neyse ben düşüncelere dalmışken arkamdan bir ses geldi: -Dumaaan! Gel bakayım, tasmanı...
Devamı…