Gebelik süresinde anne adayının bebeğin gereksinimleri doğrultusunda bedensel ve ruhsal büyük değişimler yaşadığı aşikârdır. Bu değişimler ile anne adayı bebeği için kalp-damar sisteminden tutun da rahim, doğum yolu, solunum sistemi, özetle saçtan tırnağa kadar gebeliğe uyum sağlar. Bu değişiklikler “anne bedeninin gebeliğe uyumu” olarak tanımlanır.
Gebelik döneminde oluşan belirti ve durumların gebeliğe özgü yani normal olup olmadığının ya da anne ve bebek açısından tehlikeli olup olmadığının belirlenmesi ve gerekli önlemlerin acilen alınarak tedavi uygulanması hayati derecede önemlidir.
Bu açıdan anne adayları ve aile bireyleri bu bulgular konusunda bilgili olmalı gerektiğinde hemen hekimi ile bağlantı kurmalı ve en önemlisi de hekimi gebesi ile İLGİLİ olmalı ve aktarılan bilgileri önemsemelidir.
Belirtiler gebeliğin kaç aylık olduğuna göre başka problemlere işaret edebilir.
Başlıcalarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: Burada belirtilenler dışında size ters ya da acayip gelen her durum acil olabilir. Bu nedenle aklınıza takılan herhangi bir şey olduğunda mutlaka doktorunuzu aramalısınız.
Hamilelikte tehlike işaretleri
Vajinadan kanama olması
Vajinal kanama, gebeliğin hangi haftasında olursa olsun süresi ve miktarıyla birlikte ağrı ve diğer belirtilerin olup olmadığına bakılmaksızın en önemli tehlikeli belirti olarak algılanmalı ve hemen hekim ile bağlantı kurularak en yakın hastaneye başvurulmalıdır.
İlk üç aylık dönemde vajinal kanama gebelerin %20-25’inde görülebilir. Bu dönemdeki kanama nedenleri arasında; ceninin rahme yerleşmesi ile oluşan “implantasyon kanaması” hamile kaldıktan bir hafta sonra gerçekleşir ve gebeliğe zararı yoktur. Bir–iki gün lekelenme tarzında sürer ve geçer.
Kanama ile birlikte kramplar veya aktif kanama durumunda düşük tehdidi ya da düşük olasılığı fazladır. Vakit geçirmeksizin hekime başvurulmalıdır.
Dış gebelik de kanamaya yol açabilir. Durumu anlayabilmek için ultrason yapılır.
İkinci üç aylık dönemdeki kanamalar geç dönem düşük, bebeğin çok erken (immatür) doğması, eşin önde durması (Plasenta Previa) ya da tansiyon yüksekliğinin de eşlik ettiği eşin erken ayrılması (Plasenta Dekolmanı) gibi ciddi tabloların belirtisi olabilir.
Üçüncü üç aylık dönemde meydana gelen kanamalarda da genelde bebeğe yaşamsal oksijen ve besinleri gönderen plasentada (eşte) bir sorun olduğuna işaret eder. Plasenta previa, plasenta dekolmanı ya da erken doğum gibi ciddi sorunlardan kaynaklanıyor olabilir.
Gebelikte her dönemdeki kanama doktora gitmeyi gerektirir.
Karın alt bölgesinde ya da karında ağrı
Gebelikte yine en önemli belirtiler arasında ağrı sayılmalıdır. İlk üç aylık dönemdeki ağrı varlığında; dış gebelik, birlikte kanama da var ise durdurulamayacak düşük, birlikte miyom var ise buna bağlı oluşan değişikliklerden oluşan ağrı ya da yumurtalıklarda bir problem akla gelmelidir. Erken hamilelikte rahmin büyümesine bağlı gerilme ağrısı da söz konusu olabilir. Ayrıca karındaki diğer organ problemleri de; örneğin safra kesesi, apandisit, nedenler arasında olabilir. Gebelikte appendiksin yeri rahim büyüdükçe yukarı doğru yer değiştirir. Ağrısı da gebe olmayan kişilere göre daha az hissedilebilir. Bu özellikleri dikkate alınmalıdır.
Ağrı sırtta hissediliyor ise ve birlikte idrar yaparken de yanma oluyor ise idrar yolu enfeksiyonu ve özellikle sağ böbreğin genişlemesi (hidronefroz) idrar stazı olabilir.
Ağrının yeri, yayıldığı alanlar, sürekli ya da kramp tarzında olması hekime fikir verir.
İkinci üç aylık dönemdeki ağrılar: Geç düşük, eşin erken ayrılması (plasenta ablasyonu), miyom, yumurtalık ya da karın içindeki diğer organ sorunlarından oluşabilir. Bazen hamilelikte görülen normal ağrılar da olabilir.
Üçüncü üç aylık dönemdeki ağrılarda özellikle kramp tarzında ise doğum ağrıları olabilir. Ayrıca ağrı olduğunda yine plasentanın erken ayrılması, miyom yumurtalık ya da diğer karın içi organ sorunları akla gelmelidir. Daha önceden sezaryen ya da başka rahim ameliyatı geçirmiş anne adaylarında rahim yırtılması akıldan çıkartılmamalıdır (uterus rüptürü).
İkinci ya da üçüncü ayda sağ üst karın bölgesinde şiddetli ağrı safra kesesi ile ilgili olabileceği gibi çok daha ciddi olarak gebelik zehirlenmesinin ağır tablosu Hellp sendromu (Hamileliğin anne hayatını da tehlikeye atabilen en önemli komplikasyonlarından birisi gebelik ile oluşan hipertansiyonun en tehlikeli aşamasıdır) işareti olabilir.
Gebelikte baş ağrısı da yüksek risk gebeliğe bağlı hipertansiyon (preeklempsi) habercisi ya da diğer baş ağrısı nedenlerinden oluşabilir. (migren, sinüzit…)
Bebek hareketlerinin azalması ya da bir süre hissedilmemesi
Anne adayları ilk gebeliklerinde 20. haftada, daha sonraki gebeliklerinde ise 18-19. haftalarda bebeklerinin hareketlerini hissederler. Bir günde ayrı zamanlarda 20 defa ve fazlası hareket etmesi iyi olduğunun işaretidir. Yine bir günde ayrı zamanlarda 10 defadan fazla hareket etmesi yeterlidir. Bu durum bebeğin sıkıntıda olmasına (Fetal distress) işaret edebilir. Hareketlerin uzun süre hissedilememesinde bebek ölümü dahi akla gelir. Bunun dışında bebeğin uyku hali, plasentanın ön tarafta yerleşmiş olması da masum nedenler arasında sayılır.
Ateş
Gebelikte ateş 37.5 santigrat derecenin üstünde ise herhangi bir yerde enfeksiyon habercisi olabilir. Gebeliğin özellikleri ile idrar yolu enfeksiyonu riski fazladır ve öncelikle irdelenmelidir. Odak bulunamayan durumlarda çok dikkatle araştırma gereklidir. Özellikle yüksek ateşin erken doğumu tetikleyebileceği akılda tutulmalıdır. Diğer olası nedenler arasında su alımında azalma (dehidratasyon) düşünülebilir.
Kusma
Ağızdan beslenemeyecek kadar şiddetli kusma ve yemek yiyememe durumu özellikle gebeliğin ilk 10-12 haftasına kadar görülebilir. Her 100 anne adayından 50 ile 70’inin az ya da çok bulantı ve kusma sorunu yaşadığı saptanmıştır. Her 100 anne adayından 5-10’unda ise bulantı ve kusmalar hastaneye yatacak ve besin maddelerinin damardan verilmesini gerektirecek kadar şiddetli olur. Yapılan idrar tahlilinde aseton ya da keton cisimleri + olarak bulunur ise hastanede damardan beslenme zorunludur. Yakınmalar sabahın erken saatlerinde daha şiddetlidir. Bilimsel olarak ise emesis gravidarum olarak tanımlanır. Çok şiddetli olgular ise hiperemesis gravidarum adını alır.
Diğer nedenler arasında besin zehirlenmesi, enfeksiyonlar ve mide-barsak sistem hastalıkları sayılabilir.
Rahimde kasılma ve sertleşme
Rahimde bebek oynadığı esnadaki gibi kasılma ve sertleşmeler ritmik olarak, gittikçe sıklaşan, süresi uzayan ve kuvveti artan şekilde gerçekleşir ise erken doğum ya da doğum başlamasına işaret eder. Bazen de doğuma hazırlık ağrıları olarak tanımlanan Braksron-Hicks kasılmaları olabilir. (Gerçek doğum kasılmaları başlamadan önce rahim kaslarında meydana gelen bazı kasılmalardır) Su alımında azalma ve dehidratasyonda da benzer bulgular oluşabilir.
Vajinadan sıvı gelmesi
Gebeliğin özelliği nedeni ile daha çok mantar ağırlıklı vajinitis ortaya çıkabilir ya da cinsel temasla bulaşan enfeksiyonlarda akıntı olabilir. Ancak vajinal akıntı olduğunda gebeliğin haftasına göre düşük, erken doğum başlanması, bebeğin içinde yaşadığı amnios suyunun gelmesi yani gebelik zarının yırtılması akla gelmelidir. Bazı gebelerde idrar kaçırma da olabilir.
Ellerde, ayaklarda ve yüzde aşırı ve ani şişme
Hamileliğe bağlı hipertansiyon da (preeklampsi) oluşur. Özellikle kısa sürede normal kilo alış seyrinden fazla kilo alımı ile birlikte ise uyanık olunmalıdır.
İdrar yaparken yanma: İdrar yolu enfeksiyonu akla gelmelidir.
Daha az sıklıkla görülen ancak çok ciddi hastalıklara işaret eden bulgular:
Havale geçirme
Gebeliğin hipertansiyonu ile birlikte ise ciddi gebelik zehirlenmesi olarak tanımlanan ve beyin dokusunun zararlanmasına yol açabilen anne ve bebek açısından hayati tehlikenin mevcut olduğu eklampsi tablosunda görülür. Ya da daha önceden var olan epilepsi hastalığına bağlı havale geçirme olabilir.
Görme bozuklukları
Hamileliğe bağlı hipertansiyon (preeklampsi) veya AĞIR PREEKLAMPSİ İŞARETİ olabilir. Ya da diğer görme problemi oluşturan hastalıklara bağlıdır.
Anne adayının bedeninde ya da psikoljisinde oluşan her belirti gebelikte çok önemli bir tablonun işareti olabilir. Bu durumlarda gebe ve ailesi dikkatle gebeyi değerlendirmeli ve hemen hekimi ile irtibat kurmalıdır.
Son cümle olarak her gebe gebeliği süresinde düzenli olarak kontrollere devam etmeli (düzenli antenatal muayeneler), tercihen gebeliğin başından sonuna kadar aynı hekim tarafından izlenmelidir.
Unutulmamalıdır ki düzenli gebelik muayeneleri ile anne ve bebeğin sorunları çözülür.
Acil durumlarda vakit kaybetmeden doktoru aramak gerekir