Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Vinç

Yaş geçiyor, insanın durup durup, çocukluk bohçasından hikayeler çıkarası geliyor. Memlekette olan bitene bir de çocukluk masumiyeti ile hallenmeye çalışılıyor. İyi geliyor veya gelmiyor… Ama her türlü bu ‘sıcak’ta çok iyi serinletiyor. Konuyla hiç alakası yok gibi gözüküyor ama ’79 veya ’80 yılıydı galiba, garip bir şekilde çok iyi hatırlıyorum. Erzurum’da yaşıyorduk, DSİ sitesinde. Yaza yakın bir zamandı. Belki de o yüzden hatırlıyorum… Zira, Erzurum’da yaşıyorsan kışları değil, yazları hatırlarsın. Çünkü pek bir kısadır. Her türlü telaşlı çocuk keyfini sokağa sığdırmaya çalışırsın… Yazdı kesin. Şort giyiyordum, ayağımda ‘Esem’lerim vardı. Nedense top oynamıyorduk, demek ki takımı kuracak kadar çocuk bulamamışız;...

Devamı…

Onur konuğumuz Salvador Dali

Çocuklarım için doğumgünü kutlaması düzenlemeye karar verdikten sonra sokağımızda yeni açılan parti organizasyon şirketi dikkatimi çekti. Bir tür algıda seçicilik. Uğradım. Bana sorulan ilk soru her zamanki gibiydi: doğumgünü çocuğu kız mı, erkek mi? “Her ikisi de” şeklindeki yanıtım üzerine, kızım için ayrı, oğlum için ayrı birer konsept belirlemem gerektiğini söylediler. Günümüzde, doğumgünü organizasyonu işini bir şirkete devrettiğinizde mutlaka bir konsept belirleniyormuş. Peçetesinden pastasına her ayrıntı, belirlenen bu konsepte göre hazırlanıyormuş. Kızım için sunulan seçeneklerin tamamı, tahmin edilebileceği üzere, prenses temalı idi. Oğlum için ise arabalar, dinozorlar, örümcek adam vesaire. Üstelik, tüm bunlar küresel Disney ya da Pixar şirketlerinin...

Devamı…

Dünyanın farklı ülkelerinden emzirme halleri

Dünyanın farklı ülkelerinden farklı kültürlere, geleneklere, yaşam koşullarına sahip kadınların emzirme anlarını sergileyen bu fotoğraflar hem sosyolojik, hem ekonomik hem de kültürel açıdan farklılıkları ortaya koyuyor. Peru Güney Afrika Çin Filipinler Yeni Zelanda İsveç İtalya Norveç Solomon Adaları Japonya İsrail Tibet Hindistan Tayland Malawi Kamboçya Namibya Ruanda Yunanistan Kosta Rika Etiyopya Afganistan Amerika...

Devamı…

Srebrenica Katliamı'nın 19. yıldönümü

11 Temmuz 1995 – SOYKIRIMIN başladığı tarih Birleşmiş Milletler tarafından ”koruma altına” alınan Srebrenitsa’da 4 gün içinde 8372 kişi Sırp askerleri tarafından katledildi. Ayrıntılı bilgi için lütfen tıklayınız. 11 Temmuz 2014 – Soykırımın 19. Yıldönümü Çevremin ‘bu (hamile) halinle gitme’ ısrarları üzerine daha da alevlenerek TRT’nin Srebrenitsa’da yapacağı canlı yayında görev alacak eşime ‘‘ya beni de götürürsün, ya da seni de bırakmam’’ tehdidim üzerine on dakika içinde sırt çantamı ve oğlumu hazırlayarak Srebrenitsa yollarına koyulduk. Mis kokulu yemyeşil küçücük bir şehir burası. Cami ve kilise yan yana. Sırplar ve Boşnaklar birarada yaşamakta. 19 yıl evvel binlerce insanı katleden ve muhtemelen...

Devamı…

Kız çocuğu…

Bizim kız oyuncaklarıyla oynuyor odasında, dinliyorum bir köşede. Hiç susmuyor, durmadan konuşuyor. Oyunlarda hep anne oluyor ve bebeklerini yedirip içiriyor. “Kızım” diyerek seviyor, saçlarını tarıyor. Erkek bebekleri de var ama onlarla ilgilenmiyor. Sonra kendi çocukluğum canlanıyor kafamda. Ben hep bir oğlum olsun istemiştim çocukken. Az sayıda olan bebeklerim zaten kel bebeklerdi. Öyle saçları falan yoktu tarayıp okşayacak. Günlerden bir gün annem bana bir barbie bebek aldı. Çok şaşırmıştım. Saçları, makyajı, ağzı burnu, göğüsleri, giysileri, gerçeküstü gibiydi bu nedenle de çok değerliydi. Büyüyünce Barbie bebek gibi mi olacağım acaba? diyerek merak ederdim. Öyle olmadı tabii. Ama değişmeyen, bir erkek çocuk...

Devamı…

Ali Nesin, Matematik Köyü’ne yardıma çağırıyor!

İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan tarihi Şirince köyünde eğitim veren Matematik Köyü, her yıl yüzlerce gence ev sahipliği yapıyor. Prof. Dr. Ali Nesin önderliğinde kurulan Felsefe Köyü’nün inşaatında yarıya gelindiğini ancak ekonomik sıkıntı yüzünden destekçilerden yardım istendiği belirtildi. İşte Nesin’in sosyal medyada paylaştığı çağrı: “Sevgili Dostlar, Matematik Köyü müthiş bir başarı yakaladı. O kadar ki başvuran öğrencilerin ancak onda birini kabul edebiliyoruz. Her yıl ilkokuldan doktoraya kadar 5000 dolayında öğrenci Köy’ü ziyaret ediyor. Yurtdışından hocalar da Köy’de ders vermek için kuyruğa girmiş durumdalar. Namımız aldı yürüdü… Yaz okullarımız meşhur, biliyorsunuzdur. İlkbahar ve sonbaharlarda ise bir nevi Disneyland’a dönüşüyor Köy....

Devamı…

Kız kardeşliğin Ah'ı!

Üç yaşında ne yaptığınızı hatırlıyor musunuz? Ben hatırlamıyorum. Benden 1,5 yaş küçük kız kardeşimi kıskandığım için çişimi biraz geç söylemiş, beni doğurduğunda kendisi çocuk olan anneme zulüm olmuşum. O zulüm diye anlatmıyor tabii. Peki beş yaşınızı hatırlıyor musunuz? Ben o yaşta topraktan oyuncaklar yapardım kendime. Köyde yaşıyorduk. Tarhana ufalanan çulun kenarında küçük ellerimle tarhana ufalar, kışları toplanılan evlerde mısır patlağı yiyip beş taş oynayan büyüklerimi izlerdim. Yaptığım çoğu şey hangi yaşa tekabül ediyor aslında tam da bilmiyorum. Ama hatırladığım çoğu şey o yaştan sonra olsa gerek. Mantar, kuzu kulağı toplar, bilye oynar, karda yuvarlanır, kuş kapanı yapardım. Yedi yaşımda...

Devamı…

Bulaşık makinenizin yapabileceği 10 farklı şey…

Bulaşık makinesi, bir yüzyıldan fazla bir zamandır ellerinizi bulaşık tasından uzak tutmanıza yardımcı oldu. Sadece bulaşık yıkadığını düşündüğünüz bu mükemmel aletin neler yapabileceğini ve hiç bilmediğiniz 10 özelliğini sizin için biraraya getirdik. 1. Sünger ve bulaşık bezlerini temizlemek Mutfakta ovma işlemini yapmanıza yarayan sünger, fırça ve bezleri bulaşık makinesinde sık sık yıkayarak mikropların etrafa yayılmasını engelleyin. Süngerleri çatal bıçak sepetine yerleştirin, böylece makine çalıştığında hareket etmeyeceklerdir. Yıkama işlemini en sıcak programda yapın. 2. Izgara fanları ve havalandırma kapakları Zor ulaşılabilecek yerlerdeki kiri çıkarmak için ızgarayı bulaşık makinesine yerleştirin. Plastik ve alüminyum fırının havalandırma kapakları da bu şekilde temizlenmiş olur....

Devamı…

İlk kadın kabadayı Baltalı Hano ile tanışın!

İstanbul’un varoş semtlerinden birinde yaşayan ve bir kabadayının sevgilisi olan Hanzade isimli bu kadın belki de ilk kadın kabadayı. 12 yaşındaki oğlunun bir gün ortadan kaybolmasıyla telaşlanan kadın oğlunu aramak için yollara düşeceği vakit kabadayı sevgili tarafından vazgeçirilir. Sonraki denemesinde yine aynı şey olur. Bunun üzerine Hanzade, erkek kılığına girerek sevgilisini takip etmeye başlar. Sevgilisinin gece naralar atıp haraç topladıktan sonra bir hamamda geceyi sonlandırdığını fark eder. İçeri girdiğinde, oğlunu bir ‘hamam oğlanı’ olarak görür. Hamamı yakmak için bulunan odunların yanındaki baltayı kapmasıyla sevgilisi dahil 21 kişiyi öldürür. Oğlunu alıp kanlar içinde mahallesine döndüğünde ise 17 ay boyunca semttekilere...

Devamı…

Küme çalışması

İlkokul öğretmenimi çok severdim. Annem ve babam da çok severdi. O zamanki yakın arkadaşlarım ve onların anne babaları da çok severdi; çünkü ortak bir noktamız vardı: bizlerin ve ailelerimizin sosyo-kültürel ve ekonomik sınıfları. Yıllar sonra düşündüğümde, okuduğum devlet okulunda ilkokul öğretmenimin bildiğin sosyo-kültürel ve ekonomik sınıf ayrımcılığı yaptığını görüyorum. Öyle ara sıra da değil, düzenli olarak belki de öğretmenimiz olduğu beş yıl boyunca. Sınıfta “sen şununla, sen bununla” yerleştirmesi sırasında, karıştırmanın tam tersi, belli çevreden gelen çocuklar kendi aralarında beraber oturtulurdu. Küme çalışmalarında hangi kümenin hangi çocuklardan oluşacağını kestirmek çok zor değildi; yani resmen daha fakir mahallelerden ya da...

Devamı…