Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Genetik olarak 3 kişinin çocuğu olan genç kız: Alana Saarinen

Alana Saarinen isimli genç kızın 3 DNA’sı bulunuyor. Normal insanlarda bulunan 2 DNA anne ve babadan geliyor. Bu durumda ise kişinin 3 ebeveyni olması gerekiyor. Parlamento, ABD’nin 12 yıl önce yasakladığı “sitoplazma transferini” yasallaştırırsa, çocukların 3 farklı DNA’yla doğacağı tek ülke olacak. Britanya, kısırlık tedavisinde kullanılan ve ABD’nin “etik ihlali” gerekçesiyle 2002’de yasakladığı “sitoplâzma transferi” yönteminin yasallaştırılmasını görüşüyor. Anne ve babanın yanı sıra 3. bir kişinin DNA’sı daha kullanılarak uygulanan bu yöntem parlamentodan geçerse, Britanya çocukların 3 biyolojik ailesi olmasına izin veren tek ülke olacak. Söz konusu yöntem gereğince anne dışındaki diğer bir kadının mitokondrisi annenin yumurtasına ekleniyor. Hücrede...

Devamı…

"Atölye Çamur" katılımcılarını bekliyor!

Çocukları ve yetişkinleri doğa ile bir araya getirmeyi amaçlayan çekirdek kadrosu bir Türk ve bir Alman’dan oluşan NaturKid, her boş alanın beton ile kaplandığı bu koca şehirde çocukların doğa ve doğal malzemeler ile temas halinde olabilecekleri alanlar yaratma hedefi ile yola çıktı. Çocukların gelişimi için doğa ile temas içerisinde vakit geçirebilmenin önemli olduğuna inanan ekip, 22-28 Eylül 2014 tarihleri arasında Göztepe Sait Aydoslu İşitme Engelliler Ortaokulu’nda (Eski Dosteller İşitme Engelliler Ortaokulu)  duyma engelli ve engelsiz çocukları bir araya getirecekleri bir kerpiç atölyesi düzenliyor. Amaçları ise çocukların doğal malzemeler kullanacakları, farklı dilleri, kültürleri, gelenekleri oyunla keşfedecekleri, yaratıcılıklarını gösterebilecekleri bir grup içerisinde...

Devamı…

Kadıköy’de izdiham: İmam hatip istemeyen veliler Nüfus Müdürlüğü’ne akın etti

Okulların imam hatiplere dönüştürülmesinin etkileri nüfus müdürlüklerine kadar sıçradı. Mahallelerinde imam hatip ortaokulundan başka alternatif bulamayan veliler çocuklarını başka okula kaydettirmek için çocuklarını yakınlarının adresine kaydettiriyor. Bu durum Kadıköy Nüfus Müdürlüğü’nde günlerdir izdiham yaşanmasına neden oluyor. Ayrıca veliler, alternatifsizliği fırsat bilen ortaokul müdürlerinin yüksek kayıt paraları topladığını söylüyor İmam hatip dönüşümünde AKP’nin özel efor sarfettiği ilçelerden biri de Kadıköy. Birçok ortaokul ve lisenin imam hatiplere dönüştürüldüğü ilçede veliler alternatif bulamıyor. Sorun yalnızca Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi’nde(TEOG) yaşanmıyor. Yani imam hatip dönüşümünün getirdiği krizler yalnızca liselerde değil. 4+4+4 uygulamasıyla birlikte oluşan ortaokullarda da ciddi bir dönüşüm var. Kadıköylü veliler...

Devamı…

Son mektup: Bir dededen torunlarına hayat dersleri

3 Eylül 2012 tarihinde, James K. Flanagan, beklenmedik bir kalp krizi geçirerek vefat etti. Vefatından sadece birkaç ay önce beş torunu için hayat tecrübelerine istinaden tavsiye niteliğinde bir mektup yazdı. Kızı Rachel Creighton’ın izni ile mektubu burada yayımlıyoruz. Sevgili Ryan, Conor, Brendan, Charlie ve Mary Catherine, Benim düşünceli kızım Rachel sizlere, bu hayattan öğrendiğim önemli şeyleri yazmamı ve bazı tavsiyeler vermemi istedi. Mektubuma 8 Nisan 2012 tarihinde yani 72. doğum günümün arifesinde başlıyorum. 1. Her biriniz ailenize ve tüm dünyaya Tanrı’nın bahşettiği harika birer hediyesiniz. Bunu, özellikle hayatınızı umutsuzluğun kapkara bulutları kapladığında hatırlayın. 2. Hayatınızı dolu dolu yaşayın. Hiçkimseden...

Devamı…

"Et ve süt tüketimi azalmalı"

Cambridge ve Aberdeen Üniversitesi’nin yaptığı ortak çalışmaya göre gelecekte gıda talebinin karşılanması ve çevrenin korunması için küresel et tüketiminin düşmesi gerekiyor. Çalışmaya göre et ve süt ürünlerinin tüketimi bugünkü hızıyla artarsa, gıda sektörünün ürettiği küresel ısınmaya yol açan sera gazlarının miktarı da yüzde 80 artacak. Bu artış, küresel düzeyde sera gazı salımının azaltılması adına konan hedeflere ulaşmayı daha da zorlaştıracak. Çalışmada haftada iki porsiyon kırmızı et, yedi porsiyon da beyaz et yenmesi çağrısı yapılıyor. Ancak bu çağrı hamburger restoranlarının dünya çapında patlama yaptığı bir döneme rastlıyor. Araştırmada dünya genelinde daha çok insanın Amerikan tarzı yeme alışkanlıkları edindiği, bu durumun...

Devamı…

Saçsız/Without Hair

Devlet korumasında kalan çocuklar müthiş bir alt kültür oluşturur. Dayanışır, birbirinin en iyi dostudur. Abisi, ablası, kardeşi, annesi, babası. Bu alt kültür oluşturmanın elbette birçok nedeni vardır. Bugün ben yalnızca bir tanesini ele alacağım. Devlet korumasında iken saçları kısacık kesilen ve gittiği okullarda bütün hocaların şipşak yuvalı olarak bu çocukları ayırt etmesine olanak veren bir faaliyet: Saçları kısacık kesme. Hem de kız- erkek ayırmadan. “Ne olacak ki bir çocuğun saçını kesmek” demeyin. Herhalde yuvada kalan çocukların üzerinde en olumsuz etki yaratan faaliyetlerin başında gelir kısacık kesilmiş saçlar. Evet, kısacık kesilmiş saçlar. Nasıl mı oluyor? Aynen şöyle; Türkiye’nin ücra bir...

Devamı…

Bir havayolu şirketinin görmenizi istemediği her şey

Air France, maymunları uçaklarla ölüm laboratuvarlarına gönderen dünyadaki tek büyük havayolu şirketi. Her yıl, 10.000 ‘den fazla maymun Amerika Birleşik Devletleri’ndeki laboratuvarlara sevk ediliyor. Sevk edilen maymunların çoğu travmatik bir şekilde ormanlarda yakalanıyor. Asya ve Afrika’daki eski fabrikaların çiftliklerinde yetiştirilip daha sonra yakalanan maymunlar ise sevkiyat öncesinde aç bırakılıyor, yaralanıyor ve sonra da ölüyor. Sevkiyat zamanı geldiğinde maymunlar küçük nakliye kasalarına kilitleniyor ve uçağa yükleniyor. Nakil sırasında maymunlar, yiyecek, su ve veteriner bakımından mahrum bırakılıyor ve 30 saatten fazla sürebilen yolculuklarda korkunç ölümlerle karşılaşılıyor. Bu yorucu uçuşların ardından laboratuvarların bulunduğu mekana sevki devam eden maymunlar, kamyonlarla yükleniyor ve bir...

Devamı…

Birsen’in hamilelik günlüğü -4: "Kerem ve Şadya ile tanıştım''

Bugün ailenin diğer ufaklıkları ile tanışma merasimimiz vardı. Annem ultrasona yatınca babam içeri ben doğduğumda 9 yaşında olacak ağabeyim Kerem’i ve 6 yaşında olacak ablam Şadya’yı getirdi. Kerem omurilikten beyinciğe varan suallerle doktor teyzeyi oldukça şaşırttı ve zorladı. Dediklerine göre Şadya ekrandaki görüntülerden pek bir şey anlamamış. Daha çok duvardaki bebek afişlerini inceledi. Bir ara parmağımı emdiğim söylendiğinde benimle ilgilenir gibi oldu ama kısa bir süre sonra dikkati hemşirenin küpelerinde dağıldı. Annemdeki demirin neredeyse tamamını çeksem ve bulantılara neden olsam da buna mecburum çünkü bugünkü 7 cm.’lik boyumu ve 20 gram’lık ağırlığımı buna borçluyum. Yüzüm nihayet sizin gibi bir...

Devamı…

Etiketlemeyle daha kapsamlı mücadele etmeliyiz!

Öncelikle bugünkü araştırmanın sonuçlarının, bizim çalışmalarımızla ve aldığımız geribildirimlerle çok paralel olduğunu belirtmek istiyorum. Sadece beni şaşırtan medyanın çok geri kalması oldu. Fakat şahsi tecrübelerim doğrultusunda da etiketleme, sosyal dışlanma konusunda medyanın rolünün çok üst seviyede olması gerektiğine inanıyorum. Onun ayrıca araştırılması gerekiyor. Sabancı Vakfı Toplumsal Gelişme Hibe Programı tarafından 2013-14 yılında desteklenen “Sosyal Duvarları Yıkalım” projesinde medyanın devlet korumasında yetişen çocuk ve gençlere ilişkin olumsuz söylemlerini analiz ediyoruz. Belki projemiz için araştırmayı yapan GFK şirketinden de destek isteyebiliriz. Önce kendimden bahsetmek istiyorum. Dokuz Eylül Üniversitesi uluslararası ilişkiler mezunuyum. Isparta’dan küçük kapitalist dönüşüme uyum sağlayamamış bir kasabasından 1990 yılında...

Devamı…

Akvaryumlar hayvan haklarını ihlal ediyor!

Hayvan hakları aktivistleri hayvanat bahçelerine hangi sebeplerle karşı çıkarlarsa yine aynı sebeplerden akvaryumlara da karşı çıkar. Kara hayvanları gibi deniz hayvanları da insan sömürüsüne maruz kalmadan özgürce yaşama hakkına sahiptir. Ek olarak, akvaryumlarda hayvanları tutsak etmenin kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Hayvan hakları perspektifi, hayvanlar nasıl bir ortamda tutulurlarsa tutulsun ya da nasıl bir muamele görürlerse görsünler, hayvanları kendi eğlencemiz için esaret altında tutmamızın bir hak ihlali olduğunu söylüyor. Bazı insanlar deniz canlılarının hissedebilir olduğu konusunda şüphe duyuyor. Bu önemli bir konu çünkü hayvan haklarının temeli hissedebilir olmaya dayalıdır -acıyı hissedebilme, sosyal ilişkiler kurma ve farkındalık. Araştırmalar, balıkların, karideslerin...

Devamı…