Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Olga Okulu Sevmiyor

Sıradan günlere renk katan Olga’nın işi bu kez zor. Okuldaki günler hiç de alıştığı türden değil. Bakalım kahramanımız okulla nasıl baş edecek? Ders mi oyun mu? Canının istediği gibi davranmak mı belli başlı kurallara uymak mı? Okula alışmak hiç kolay değil ki! Bütün alışkanlıkların yerle bir oluyor, bir de üstüne kısıtlamalar geliyor… Olga yeni hayatının en sancılı günlerini yaşıyor. Alışmak, sevmek ne kadar zamanını alacak? Olga okulu sevebilecek mi? Olga kitabıyla tanıştığımız bıcırık Olga’nın yeni macerası Okulu Sevmiyor’da onu daha yakından tanıyacak, dertlerine ortak olacaksınız. Olga iki çocuklu bir ailenin küçük kızı. Okula başlayalı bir hafta olmuş ama alışması...

Devamı…

Azınlık okulları varolma mücadelesi veriyor

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Birimi’nin düzenlediği SEÇBİR Konuşmalarının 27. başlığı “Türkiye’de Azınlık Okulları ve Azınlıkların Eğitim Hakkı: Eşitsizlik ve Yok Olmaya Karşı Yüzyıllık Bir Mücadele” oldu. Santralistanbul’da Çarşamba (20 Mart) akşamı gerçekleştirilen söyleşiye Uluslararası Azınlık Hakları Grubu (MRG) Türkiye Koordinatörü Nurcan Kaya konuşmacı olarak katıldı. 2596 azınlık okulundan sadece 22’si ayakta Kaya konuşmasında Osmanlı Devleti döneminde 2596 olan azınlık okul sayısının günümüzde 22 olduğunu ifade etti ve okulların sorunlarını ve taleplerini aktardı. Kaya Tarih Vakfı’yla azınlık okullarına dair bir çalışma yürüttüklerini bir ay içerisinde çalışmaya ilişkin raporu yayınlayacaklarını söyledi. “Türkiye’de 16 Ermeni, beş Rum ve bir...

Devamı…

Avustralya annelerden özür diledi

Avustralya Başbakanı Julia Gillard, Salı günü (19 Mart) parlamentoda yaptığı tarihi bir konuşmayla İkinci Dünya Savaşı sonrasında evli olmadıkları için çocukları ellerinden zorla alınan annelerden özür diledi.  Gillard şunları söyledi: “Bugün bu parlamento, Avustralya halkı adına, devlet zoruyla bebeklerinden ayrılan ve bu şekilde hayat boyu süren bir acıya mahkum eden annelerden özür diler.” Gillard ayrıca annelerin çocuklarını bulması için 5 milyon dolarlık bir bütçe ayırdı. 1.5 milyon dolarlık bir bütçe de devletin yaptığı bu uygulamaya ilişkin bilgi ve belgelerin derlenip, ailelerden de gelen bilgilerle özel bir bölüm oluşturulması amacıyla Avustralya Milli Arşivleri’ne verildi. Milli Arşivler daha sonra bu konuda...

Devamı…

Şehirli sarmaşık 3: Bi kuplecik kavanoz

Kavanoz, kavanoz değil de Ayşe, Mehmet gibi insan olsaydı, herhalde kendine edilen laflardan küslük çekişirdi. Kavanoz dipli dünya, kavanoz içi kadar, bi küçücük kavanoz … Allah’tan değil ve alınganlık etmiyor. Bu çiçeklere bir dünya sağlayan kavanozlara iade-i itibar yazısıdır. Şimdi adını söyleyince siz de hak vereceksiniz, çok havalı: Terrarium. Manası da şu; kavanoza çiçek koyuyorsunuz büyüyor. “Benim evimde en güzel çiçek bile iki günde solar” diyenler için ideal bir çiçek bakma yöntemi. Öncesinde iyi bir hazırlık yaparsanız, kendi kendine bir sistem tutturacak terrariumları uzun süre (mesela 1 yıl) dokunmadan öylece bırakabilirsiniz. Gerekli olan malzemeler, bir cam kavanoz. Kapaklı, kapaksız,...

Devamı…

Bir bebek, üç anne

Her bebeğin en az bir annesi olmalı. İngiltere’de dünyaya gelen şanslı bir bebeğin ise üç annesi var. Her şey Katy Slade’in genetik bir problem nedeniyle anne olamayacağını öğrenmesiyle başladı. Ağlayarak eve döndü Katy, her şeyi kızkardeşi Lucy’ye anlattı. Lucy, kardeşini teselli etmek için kendisini hazır hissettiğinde eğer isterse ona kendi yumurtalarından birini vereceğini, suni döllenmeyle bebek yapabileceğini anlattı. Bir yıl sonra Katy, David Slade’le evlendi. Bir an önce de bebek yapmak istiyorlardı. Katy, kızkardeşine yumurta vermek konusunda ciddi olup olmadığını sordu. Evet, ciddiydi. Ancak henüz kendi bebeği olmadığı için taşıyıcı anne olamazdı, çünkü böyle bir durumda bebeği verememekten korkuyordu....

Devamı…

Babalık ne demekmiş?

Dünyaca ünlü, Hint asıllı İngiliz gazeteci Sarfraz Manzoor babalık deneyimini anlatıyor. Baba olmak için hazır olduğumu zannediyordum. 40 yaşımdaydım, evliydim, yeterince hızlı bir hayat sürmüştüm ve artık yavaşlayabileceğimi düşünüyordum. Gene de babalık büyük bir sürprizdi benim için. Farkettim ki ebeveynlik mevzuunu hep kadınlarla konuşmuşum, erkek arkadaşlarımla bu konu nadiren geçmiş aramızda. Karım annelik hakkında bir sürü kitap okudu, ama babalık hakkında pek fazla kitap yoktu, olanlar da esprili, şakacı, eğlenceli ancak meseleyi yeterince anlatmayan metinlerdi. Derken ilk kez baba olanların bloglarını okumaya başladım internetten, tavsiyeleri aklımda tutmaya çalıştım, tabii bir kısmını hayata da geçirdim. Özellikle gebelik ve yenidoğan ebeveynliği...

Devamı…

Katarakt bebeklerde de görülebilir

Yaşlı hastalığı olarak görülen katarakta gençlerde ve hatta bebeklerde de rastlanabiliyor. Genel olarak orta yaş üstü hastalığı olan katarakt, yenidoğan bebeklerde ve çocuklarda doğumsal olarak görülebiliyor. Görmenin yavaş yavaş azalması, yakın okumanın ve gece görüşünün giderek zorlaşması, renklerin soluklaşması, parlak ışıkta görmenin daha çok etkilenmesi ve çift görme şikayeti kataraktın en sık rastlanan belirtilerinden bir kaçı. Kataraktta görme netliği her ne kadar yitiriliyor olsa da uygun cerrahi teknik, hekimin tecrübesi ve doğru mercek seçimiyle yapılacak ameliyatlar sayesinde tedavide yüksek oranda başarı sağlanabiliyor. Katarakt tedavisinde ameliyatların doğru zamanlama ile yapılması da çok önemli. Bayındır Hastanesi Göz Kliniği’nden Prof. Dr. Yonca...

Devamı…

Bebek mamaları masum değil

Beyin gelişiminden, bağışıklık sisteminin güçlenmesine kadar pek çok faydası olan anne sütü yetmediğinde, annelerin imdadına koşan bebek mamaları sanıldığı kadar masum değil. Çocuk Doktoru ve Alerji Uzmanı olan Prof. Dr. Yonca Tabak, inek sütü proteinin çocuklarda alerji geliştirebildiğini belirterek, anne sütünün yetmediği durumlarda tercih edilen bebek mamalarının büyük bölümünün içeriğinde de inek sütü olduğuna dikkat çekiyor. Genel ortalamalara göre bebeklerin anne sütü ile besleme süresi doğumdan itibaren 4 ay sürüyor. Bu süre içinde bazen sütün yetmemesi bazen de bebeğin doymadığı endişesi, anneleri bebek mamalarına yönlendiriyor. Anne sütünü ikame ettiği iddia edilen bu mamaların büyük bir bölümü aslında, çocukların çok kolay...

Devamı…

Serçe gözlemcisi olmak istemez misiniz?

Şehirlerin içine kısılıp kalmışlık hissi zaman zaman hepimizi yakalıyor. Olmadık anlarda doğaya gitmek istiyoruz. Aslın doğa bize düşündüğümüzden çok daha yakın… Serçeler bize bu yakınlığı kanıtlayan, yuvasını evlerimizdeki deliklere yapan, parkta simitimizi paylaşan, yabani olmasına rağmen, yakınlığı ile bizi şaşırtan, anılarımızda yer etmiş minik kuşlar. Ancak bu küçük dostlar, giderek doğadan uzaklaşan düşünce şeklimiz ve değişen yaşamımız nedeni ile her gecen gün azalıyor. Serçe nüfusunu belirlemek için çalışmalar yürüten Doğa Derneği, Dünya Serçe Günü nedeniyle herkesi 4 gün boyunca yaşadığı yerde gördüğü tüm serçeleri saymaya davet ediyor. Doğa Derneği tarafından etkinlik sonunda tüm illerden gelecek rakamlar ve gözlemci sayısı...

Devamı…

Montessori ve iç disiplin hikayesi

Eğitim sistemleri içinde ilk duyduğum isimdi Montessori. Hatta o kadar çok duydum ki bu ismi bir ara iğrenme noktasına dahi geldim. Vasıfsız, tastamam alakasız bir kreşi görmeye gidiyorsunuz diyelim, “Montessori sistemini uyguluyoruz” diyorlar size daha kapıda. Biliyorsunuz ki uygulamıyorlar ama ismin moda olmasıyla tav olmanızı bekliyorlar o yuvaya. Ya da her yerde, her an Montessori silsilesi. Biri eline iki kap alıyor, Montessori etkinliğim diye anlatmaya doyamıyor. Ve bu biri gibi binlercesi çıkıyor. Çünkü Montessori moda oluyor. Ve maalesef moda olan herşey gibi bu kavramın da içi boşaltılıyor, geriye pörsük ve sadece isimden ibaret bir kabuk kalıyor. İnsanlar giderek efsunlanmış...

Devamı…