Bir zamanlar diyarların birinde kurnaz dişi bir tilki varmış; adı Alev’miş. Bir gün ormanda gezerken ayağına bir kıymık batmış ve acıyla etrafına bakınırken bir deve rastlamış. İlk önce ürkmüş ama sonra yanına gitmeye karar vermiş. Erkek dev ile tanışmış, adının Abellone olduğunu öğrenmiş.

Abellone, gençliğinden beri ölümsüzlük suyunun peşindeymiş. Onu bulmak için Ticon Dağı’na çıkması gerekiyormuş. Bu, Alev’in de hoşuna gitmiş ve “ben sana yardım ederim” demiş.

Dokuz gün sonra Ticon Dağı’na varmışlar. Dağın başında altından bir kapı varmış. Kapının üzerinde ışık şifreli bir kilit varmış. Alev, şifreyi hemen bulmuş; çünkü atalarından kuzey ışıklarının sembollerini önceden öğrenmiş.

Kapı gümbürdeyerek açılmış, içeride karanlık bir patika varmış. Abellone sırt çantasından bir meşale çıkarıp yakmış. Dümdüz gitmişler ve bir mağaraya ulaşmışlar. Orada beş cüce ve bir de medusa varmış. Cücelere ölümsüzlük suyunu sormuşlar. Cüceler tilkiyi arka odadaki pınara götürmüşler; orada ölümsüzlük  suyunun kaynağı varmış. Ona bir şişe doldurup vermişler.

Şişe, parlak bir camdanmış ve üzerinde mantar bir tıpa varmış. Cüce, Alev’den ücret olarak pandoranın kutusunun bir kıymığını istemiş. Kurnaz tilki sabah ormanda ayağına batan kıymığı cüceye uzatmış. Cüce, kıymığı alıp bir kavanoza koymuş. Alev sadece tek bir şişe alabilmiş. Çıkışta devin bıçağını aldığı gibi Medusa‘nın başını kesmiş ve bir beze sarıp Abellone’nin çantasına atmış, masum dev ona şaşkın şaşkın bakıyormuş.

Dağdan nasıl çıkacaklarını düşünürken arkadan adı Çizgili olan bir rakun onlara uçan halıları önermiş. Yarım saat sonra üç halı uçarak dağdan uzaklaşıyormuş. Sonunda ormana varmışlar.

Dev, Alev’in inine taşınmış ve ev arkadaşı kertenkele ile tanışmış. Alev onu çok severmiş, onun en iyi dostu kertenkele imiş, onsuz ne yaparmış? Bir iki gün sonra kertenkele, Abollene’nin çantasındaki beze sarılı küreyi merak edip açmış ve anında taş olmuş. Tilki onu bu hâlde görünce 40 gün 40 gece yasını tutmuş. Bu zaman içerisinde onu sürekli teselli eden rakuna aşık olmuş ve evlenmişler.

Dev Abellone, medusanın gözlerini oymuş, ondan iksirler yapmaya başlamış ve onları satarak zengin olmuş. Alev ve Çizgili ise uçan halılarla gezip yiyecek su ve ihtiyaçları olan eşyaları elde ediyorlarmış; herkes çok mutluymuş. Gelelim, beş cüceye. Onlar halıların çalındığını görünce çok kızmışlar ve birisi işten ayrılmış öbürü intihar etmiş, geri kalan üçü devin ve tilkinin ormanına gidip devin malzeme toplayıcısı olarak çalışmaya başlamışlar. Hepsi sonsuza dek dost kalmış ve mutlu bir şekilde yaşamışlar.