Endometrial polip diğer adı ile rahim içi polip, rahim içi tabakanın bir yerde kalınlaşması ve normalden fazla büyümesiyle meydana gelen, rahim içindeki bir “et parçası” olarak tarif edilebilir. Kadınlarda hemen hemen her yaşta görülebilebilir. Genellikle menopoz öncesi ve menopoz döneminde daha da sık görülmektedirler. Bu dokunun bazı bölümleri normalden fazla büyüyerek rahim boşluğuna doğru itildiğinde polip ortaya çıkar. İtilmiş olan bu doku endometrium ile bağlantısını kaybetmez. Eğer bu bağlantı çok ince ise buna saplı polip adı verilir. Bazı durumlardaysa endometrium ile polip arasındaki bağlantı daha geniş bir alana yayılır ve geniş tabanlı polipler ortaya çıkar. Saplı polipler zaman içinde rahim ağzından dışarıya doğru sarkabilirler. Polipe yol açan faktörlerin neler olduğu bilinmemektedir. Ancak polip varlığı ile birlikte genelde endometrial hiperplazi de bir arada görüldüğünden fazla östrojen aktivitesinin bu duruma yol açabileceği düşünülmektedir. Meme kanseri nedeni ile tamoksifen tedavisi alanlarda da endometrial poliplere sık rastlanır. Genel kanı görülme sıklığının %10 civarında olduğudur. Öte yandan menopoz sonrası kanama sorunu yaşayan kadınların yaklaşık %7’sinde altta yatan neden iyi huylu bir poliptir. Her yaştaki kadınlarda görülebilmekle birlikte en sık 39-50 yaş grubunda rastlanır.

Belirtileri?

Düzensiz kanama, ara kanama veya adet kanamalarının günlerinin uzaması veya kanama miktarının artması tarzında, cinsel ilişki esnasında kanama, özellikle adet kanaması esnasında kramp tarzı ağrı, menopoz sonrasında kanama ve bazen akıntı gibi belirtiler ve şikayetler gösterir. Endometriyal poliplerin boyutu 1,5 cm’yi aştığında kısırlık nedeni olabileceği ve çıkartılması gerekliliğinde fikir birliği vardır.

Endometriyal polipler daha çok adetin ilk yarısında 10-12. günlerde yani yumurta gelişme döneminde vaginal ultrasonografi ya da rahim içine sıvı verilip kontrast oluşturarak yapılan salin infüzyon sonografi ile tanınır. O bölgede hiperekojen ve normal endometriyumdan daha kalın görülür. Ancak poliplerin tanısı küretaj veya en iyisi günümüzde uyguladığımız histeroskopi ile çıkartılıp patolojiye gönderilip patolojide konulur. Histeroskopiden farklı olarak “kürtaj” işlemi körlemesine yapıldığından bu işlemde bazı polipler atlanabilir. Gerek histeroskopi gerekse “kürtaj” ile tam iyileşmenin  sağlandığı durumlarda ek bir tedavi gerekmez. Polipler tekrarlayabilir. Bu nedenle düzenli jinekolojik takipler önemlidir.

Poliplerin türleri

1) Hiperplastik polipler: Östrojene bağımlıdırlar ve endometrial hiperplaziye benzer özellik gösterirler.
2) Fonksiyonel polipler: Etrafındaki endometriuma benzer salgı hücreleri içerirler.
3) Adenomatöz polipler: Bir miktar kas dokusu da içerirler.
4) Atrofik polipler. Hiperplastik ya da fonskiyonel polipin zaman içinde özelliğini kaybederek büzüşmesi (atrofi) sonucu oluşurlar.
5) Pseudopolipler, yalancı polipler: Genelde 1 santimetreden daha küçük yapılardır, adet siklusunun ikinci döneminde ortaya çıkıp adet kanaması ile birlikte kaybolurlar.
Poliplerin kanserleşme olasılığı son derece düşüktür.

Polip saptandığında cerrahi olarak alınmalıdır çünkü;
1. Tanıyı kesinlestirmek. Kanama bozukluğu polip dışında başka bir nedene bağlı olmadığını göstermek için
2. Kanseri ekarte etmek.Özellikle menopoz sonrası kadınlarda kanama olduğunda ilk akla gelecek patoloji rahim kanseridir. Bu nedenle menopoz sonrası kadınlarda kanama varlığında polip saptandığında altta yatan bir kanser olmadığını kanıtlamak için polip mutlaka alınmalı ve patolojik incelemeye gönderilmelidir. Menopoz sonrası kadınlarda poliple beraber endometrial kanser görülme olasılığı %10-34 arasında değişmektedir.
3. Kanamayı durdurmak. Polipe bağlı kanamayı durdurmanın en garantili yoludur.
4. İnfertilite için nedeni ortadan kaldırmak.

TEDAVİ

En iyi tedavi seçeneği histeroskopi ile çıkartılmalarıdır.