Bilmek güzeldir baba, ama sevmek kadar değil*
Sanırım on üç, on dört yaşlarında filandım. Bir kot pantolonum olsun istiyordum. Bizim zamanımızda yoktu bu kadar marka, böyle süslü püslü giyecekler, demir perde ülkelerinden halliceydik. Yeni nesil bilmez o günleri. Babama söylemiştim, “bakarız” demişti. Hemen her isteğime verdiği cevap bu olurdu. Devlet memuruydu babam, yani temel giderlerimiz dışında her masrafa önce bir ‘bakmak’ zorundaydı. Alabilecek gibiyse de alırdı. Aynı isteği iki kere söylememiz canını sıkardı. Babamın ‘bakarız’ının üzerinden iki-üç ay geçmişti ki kardeşim istedi aynı şeyi bir akşam. Benim kırıla döküle sorabildiğim soruları, o çok daha çocukça ve rahat dillendirirdi. “Baba, bana kot pantolon alsana!” Babam ne cevap...
Devamı…