Yazar: Müneccim

Doktor-cerrah ya da televizyon yıldızı Amanın o elindeki falçatayla bahçedeki kurbağayı kesmeye çalışırken yakalayıp dehşetli bir umuda mı kapıldınız yoksa?! Size sık sık “nasılsın” diye sorup bilmiş bilmiş “üşütme sakın” dediği de oluyor mu? İlaçlara müthiş bir ilgiyle bakıyor olabilir, uzak tutun. Bazı çocuklar ne olacaksın diye sorulduğunda pat diye “doktor” cevabını niye verirler biliyor musunuz? Çünkü doktorlardan çok korkarlar. Sabırlı ve inatçı bir çocuksa sahiden doktor da olabilir. Ama sağlık sektörünün yıldızı bu kadar parlarken muhtemelen mesleği bırakıp televizyon yıldızı olmaya da karar...

Mimar-mühendis ya da politikacı Eline geçirdiği her şeyi üst üste koyup sonra yıkan bir çocuğunuz var gibi görünüyor. Matematiği de erken sökmeye başlamış. Umutlanıyorsunuz haliyle… Bir mimar, bir mühendis, hatta gözü karartıp şehir plancısı, endüstri tasarımcısı vs. olarak hayal ediyorsunuz çocuğunuzu. Ama unutmayın başka ihtimaller de var. Pekala politikacı da olabilir çocuğunuz. Çünkü politikacılar genellikle edindikleri mesleği sevmeyip, yeni bir meslek edinmek için uğraşmaktansa yöneticilik yapmayı tercih eden insanlar arasından çıkar. Egosu yeterince beslenmemiş mimar ve mühendislerin bir anda politikleştiklerine örnek bulmak için ise yakın dönem Türkiye tarihine bakmak...

Ressam-tasarımcı ya da graffitici Duvarlarınızın halini tahmin etmek hiç zor değil. Rengarenk çizgiler, parmak izleri, şimdiden figüratif olmaya başlayan karalamalar… Galiba bulduğu her renkli nesneyi ağzına da götürüyor ufaklık. Siz de haliyle büyük bir tasarımcı, yenilikçi bir ressam olabileceğini düşünüyor, evi şimdiden sanat tarihi kitaplarının çocuklar için yazılmış versiyonlarıyla dolduruyorsunuz… Tabii yapın elinizden geleni ama, dünyanın en ünlü graffiti sanatçısı Banksy’nin de kendisiyle övünen bir annesi ve babası olduğunu unutmayın. Evin duvarları çocuğunuzun içindeki isyankar sanatçıya yetmemeye başladığında, Banksy’nin duvarlarını boyadığı sokaklarda emlak fiyatlarının roket gibi fırladığını hatırlayıp...

Müzisyen-bestekar ya da parti organizatörü Şarkıları melodilerini değiştirerek söylemesi kendince bir yorum geliştirdiği anlamına da gelebilir, müzik kulağının olmadığı anlamına da… Kapı gıcırtısına bile tepki veriyor üstelik, yerinden sıçrayıp oynamaya başlıyor. Kafasını sallıyor kırk yıllık rocker gibi… Video oyunlarından uzak tutmayı başarırsanız, 1960’lardan bu yana dünyaya düşmüş her ergen kuşak gibi gitara, cesaret edemezse mandoline vs. yönelebilir. Şanslıysanız eve koca bir perküsyon seti getirmez. 18’ini doldurduktan sonra geç geldiği her gece bir konserde ya da barda dans edip kızlarla/erkeklerle her telden takıldığına emin olabilirsiniz. Bu esnada müziğe olan ilgisini dinleyici seviyesine indirgeyecek, parti alemlerinden vazgeçemiyorsa organizasyon işlerine girerek bir...

İletişimci-turizmci ya da hippi İnsanlarla o kadar çabuk diyaloğa geçiyor ki şaşırıp kalıyorsunuz. Mahallede sizden daha çok kişiyle selamlaşıyor. Onu görünce elinde çikolata peşinden koşuyor bakkal. Kerata yalnızca gülümsüyor ve dünyalar önüne sürülüyor. Hayranlıkla izliyorsunuz. Ve tabii bu koşullar altında evde oturmaktan hatta oynamaktan da hoşlanmıyordur. Parklarda sokaklarda peşinde dolaşmaktan yorgun düşüyorsunuz değil mi? En çok arabalarla, trenlerle vakit geçiriyor… Cep telefonunuza olan ilgisi sizi paranoyaya sürüklüyor. Çocuğunuz iletişimci ya da turizmci olabilir. Ama daha iyisi merakının peşinde oradan oraya savrulan avare bir seyyah olmasıdır. Endişelenmeyin, o başının çaresine...