Advertisement

Yazar: Ebrar Güldemler

Park annesi terörü

Çocuk sahibi olduğumdan beri hayatımızın temel sosyalleşme ortamı “park” oldu. Beş yıllık annelik serüvenimdeki en sevdiğim kısım bu olabilir. Temiz hava, enerjisini atan çocuklar, evden çıkabilmiş olmak gibi neşe getirileri oldu hep. İlk yıllar yanımızda tonla şey taşırdım. Yedek kıyafet, bez, atıştırmalık meyveler, kuruyemişler. Mevsime göre oyuncaklar, sokak hayvanları için mamalar, bazen su tabancası, kum kapları, bazen sadece tebeşir. Tebeşir hep en sevilen sıkıntı dağıtma aracı oldu, yerlere dakikalarca resimler yaptılar. Çizgiler çizerdim üzerinden zıplama, bisikletle geçme falan gibi oyunlar uydururduk. Hâlâ da çok eğlenceli oluyor. Bütün bu eğlence treninin sonunda, peki ya ben? Ya ben! Evdeki sonu gelmez...

Devamı…

Bir veli toplantısı rüyası

Her şey çocukların okuldan eve bir kâğıt getirmesiyle başlıyor. Ebeveynlere özgü o manasız heyecana kapılıyorum. “Vay canına ben veli oldum!” diye el çırpıyorum! Ta ki, yazıdaki “eşlerinizle katılmanız rica olunur” ifadesini fark edene dek. Heyecanım sönüyor. Fark etmem için kalın ve büyük harfle yazılmış. “Beni evlendirmemiz lazım.” diye şakalar yapıyor, üzerinde durmuyorum. Sonra toplantı başlıyor ve “öğrenci velisi” adındaki o acayip evrene adım atmış oluyorum. Herkes en şık, en medeni hâlinde ve katılan çocukların da uslu durması tembihlenmiş. Çocukluğumun bayram ziyaretlerini hatırlıyorum. Konuşmalar başlıyor. Öğretmenlerin üzerindeki yükü hissediyorum. Çok fazla şey yapmak, yaptıklarını yetişkinlerin anlayacağı dille aktarmak zorundalar. “Çizgi...

Devamı…

Kış…

“Çocuklarla en kolay mevsim bahar” demişim aylar önce. En zorunun hangisi olduğunu bilmek hiç de zor değil; kış. Günler sanki daha uzun, bitmiyor. Araları on ay iki erkek yavruyla günün tamamını evde geçirmek, özellikle anne açısından yaşam sevincini yok etmeye değer bir yıkım. Öğlene kadar tüm eğlenceler tükenmiş oluyor, günü bitirmek için sihirbazlık gerekiyor. Sokak, park, yürümek, kudurmak, bir avuç kumla saatlerce oyalanmak yok. Her ne kadar “kötü hava yoktur, kötü kıyafet vardır” ilkesini benimseyen bir anne olsam da; bu günler hep ev. Haliyle tarihler yok, saatler muallak; banyo vakti, kahvaltı zamanı, uyku saati. Tam olarak kafesteki hamster hızında...

Devamı…