Advertisement

Yazar: Alıntı

Ahlaksız çift ve doğmadan ölenler

Orhan Kemal Cengiz / Radikal Nikâhsız yaşamayı fuhuşla eş tutmak, Yargıtay’ın toplumu algılama noktasında ne kadar geri bir yerde durduğunu gösteriyor. Geçenlerde arkadaşım Akif’in arabasında seyahat ediyoruz, “Müziğe dikkat ettin mi Orhan?” diye sordu aniden. Açıkçası o soruncaya kadar, sadece arka planda güzel bir müzik çaldığının farkındaydım, hepsi o kadar. Sonra dikkat kesildim ama ne demek istediğini anlayamadım. Fark ettiğim tek şey, bir erkeğin İtalyanca opera söylediğiydi. Sonra Akif başladı anlatmaya; meğer enfes sesiyle ‘Bel canto’ söyleyen bu bey, Ankaralı bir pratisyen hekimmiş. Müzik konusundaki yeteneği de tamamen bir tesadüf sonucu keşfedilmiş. Doktor bey bir gün arkadaşlarıyla baraja balık...

Devamı…

Boncuğu kim yuttu?

Pınar Öğünç, tecavüz haberlerinin kimi zaman tecavüzden farksız olmayabileceğine dikkat çekiyor. Radikal’deki yazısında dile getirdiği bir başka soru ise, neden kamuoyunun kimi tecavüz ve taciz vakaları karşısında sessiz kalırken, kimilerinde alabildiğine şiddetli tepki verdiği… Üç yaşındaki bebeğe tecavüz şüphesinin yarattığı infiali nasıl okumalı? Adalete inanç da tecavüze uğrayabilir Bir tespih koptu ve boncuklar dağıldı. Baktığınız her yönden başka bir şey görünüyordu. İki gün önce haber ajanslarının çoğu, ertesi günkü gazetelerde muhtemelen kendine yer bulmayacak bir haber geçti: Urfa Siverek’te üç yaşında bir kız çocuğu boncuk yutarak ölmüştü. DİHA’nın bu ölümdeki tecavüz şüphesine yer verdiği haberiyse ertesi güne kalmadan, akşama...

Devamı…

Kaç çocuk, kaç…

CNNTURK muhabiri Göksel Göksu, işitme engelli, 14 yaşındaki Z.K.’nın öyküsünü yazdı. * * * Z.K, ilk gördüğümde dışı siyah fligranla kaplı beyaz bir arabanın arka koltuğundaydı. Kaşık kadar bir suratın silueti yansıyordu camın öte yanından… Henüz 14 yaşındaki cılız çocuk bedeniyle, kendisine tecavüz edilen evleri gösteriyordu… İşitme engelli biri sesleri duyamaz… Sesleri duyamayan birine, -eğer eğitim almamışsa- günlük dilde kullandığımız kelimeler hiçbir anlam ifade etmez. Örneğin bardağı nesne olarak tanır, onunla su içer ama  ‘bardak’  yazısına anlam veremez. Verebilmesi için eğitim görmesi gereklidir. Bir yandan bardak gösterilirken, diğer yandan o bardakla su içip, ‘bardak’ kelimesini belki 100 kez cümle...

Devamı…

Beslenme düzeniniz, beyninizi etkiliyor

Beyinle ilgili hastalıklar büyük bir artış eğiliminde. Kullanılan onca nöropsikiatrik ilaç da hastalıkları iyileştirmeye ve engellemeye yetmeyebiliyor. Nöroloji uzmanları giderek artan oranda beslenmeyle nöropsikiyatrik bozukluklar arasında ilişki görme eğilimindeler. Uz. Dr. Güçlü Ildız bu konuda radikal bir perspektif geliştirmiş durumda. Ildız’ın daha önce kendi web sitesinde yayınlanan yazısını dikkatinize sunuyoruz.  Organik beynin tedavisi Beyin organik yönden iyi durumda olması için doğal beslenmeli, düzenli spor yapmalı, toksik olan maddeler uzaklaştırılmalıdır. Beslenme İnsanlar tarafından bozulmamış doğal ortamlarında yaşayan hayvanlar insanlar kadar kronik hastalıklara yakalanmıyorlar ise sağlığımızı korumak için öncelikli hedef doğal beslenmek olmalıdır. Yemek istediğiniz besin maddesi doğada olduğu halde, işlenmemiş...

Devamı…

Utandıran 'vaka'lar: Ne olur duyulmasın!

Nazan Özcan, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Figen Şahin’le giderek daha çok gündeme gelen çocuk tacizi vakalarını konuştu. Sadece geçen yıl 18 bini aşkın çocuğa cinsel saldırı davası açılırken, çocuk istismarı kongresine başkanlık eden Prof. Dr. Figen Şahin, ailelerin olayı örtmek istediklerine dikkat çekti. Edirne’de 14 yaşındaki sağır ve dilsiz Z.K.’nın tecavüz sonucu hamileliği daha birkaç gün önce gündeme düştü. Öncesini de unutmuş değiliz, B.Ç., N.Ç, Ö. C. diye kısaltmalarla giden küçük bedenler ve daha birçokları çok ağır bedeller ödüyor. Neyse ki bu konudaki çalışmalar artıyor. Uluslararası Çocuk İstismarı ve İhmali Derneği’nin 19. Uluslararası Kongresi, 9- 12 Eylül...

Devamı…

Kadın olmaktan utananlar gezegeni

Zamansız Kelimeler adlı blogun yazarı, son aylarda sık sık duymaya başladığımız, neredeyse alıştırıldığımız “‘kendi rızası’ bulunduğu” elbette sapına kadar erkek hakimlerce tespit edilen “küçük kıza tecavüz ettiği için cezalandırılmayan” adam tekerlemesine itiraz ediyor ve anne-babalara hatırlatıyor: “Onlar daha çocuk. Onlar cinselliği arzulayamayacak kadar çocuk. Onlara sahip çıkın ve sesinizi yükseltin. Bağırın! Avazınız çıktığı kadar bağırın! BAĞIRIN!” Şaşırdınız mı? Hayır, şaşırmayın. Öyle bir gezegen var gerçekten. Ve ben oradan yazıyorum bu satırları. 90’lı yıllarda çocuk olmanın güzelliklerinden nasiplenmiş bir çocuğum ben de. Arabaların girmediği sokaklara seksek çizer, gönlümüzce istop oynardık. Mahalledeki kız ve erkek çocuk sayısı hemen hemen eşitti ama...

Devamı…

Bugün okullu olan çocuklar

Star Gazetesi’nden Fadime Özkan, çocuk psikiyatristi Dr. Leyla Alkaş ile bugün okullu olan çocukları konuştu… Türkiye eğitimde 4+4+4 sistemine pratik olarak bugün geçiyor. Dolayısıyla bugün ziller 66 aylık çocuklar için de çalacak. Milli Eğitim Bakanlığı’nın miniklerin okula alışmalarını kolaylaştırmak amacıyla daha önce uygulamaya koyduğu ‘uyum programı’, bu yılda 10-14 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Basit tanışma oyunlarının oynanacağı eğitim kapsamında çocuklar, sınıfta serbest oyun oynayacak, masal dinleyecek, resim yapacak. Ancak sisteme ilişkin, özellikle 66 aylık çocukların okula uyumuyla ilgili endişe çok, tartışmalar sürüyor. Lakin yetişkinlerin kimi kendi kampının refleksi olarak kimi samimi sahici kaygılarla da olsa pratik üzerinden yürüttüğü siyasi...

Devamı…

Hayatım da hayallerim de değişti

Şelale Kadak, Türkiye Tenis Federasyonu’nun projesiyle tenis oynamaya başlayan Ağrılı küçük çocuklar ve gençlerin yazdıkları mektuplardan söz ediyor köşesinde…  Bütün talihsizlikler, şanssızlıklar sanki Türkiye’yi buluyor şu sıra. Öyle bir coğrafyadayız ki zaten bambaşka güzel gündemlerin peşinde olmaya, yeniliklerden, hayatın başka renklerinden söz etmeye hiç izin yok. Art arda gelen şehit haberleri öyle yürek yakıyor ki insan yazı yazmak bile istemiyor. Ama işte hayat devam ediyor. Ben de bugün sizlere beni çok duygulandıran Ağrılı küçük çocuklar ve gençlerin yazdığı mektuplardan söz etmek istiyorum. Türkiye’de tenisi yaygınlaştırmak ve ülkenin ücra yörelerine kadar giderek bu spora ulaşmaları mümkün olmayan çocukları, gençlere tenis...

Devamı…

Ateist aile din dersi için niye bu kadar uğraştı?

Ezgi Başaran / Radikal Oğullarının din dersinden muaf olması için mahkemeden karar çıkartan anne‐baba hâlâ çok tedirgin. Türkiye’nin bildiğiniz tüm mazlumları ve her çeşit zalimi bir masa oyununda yan yana gelse. Bir ateist bulur, birlikte onu yenmenin zevkinde buluşurlar. Bu ülkenin hak arayan tüm grupları ve karşılarındaki ceberut devletin bir ortak mutabakat metni olsa diyelim. Başlığı ‘Ateistin tehlikesi ve zararları’ olabilir. Yani bu ülkede en olunmayacak bir şey varsa o da tanrıtanımazlıktır. O nedenle ateistler herkeslerden saklanırlar. Yine o nedenle, size görüşlerini aktaracağım ailenin bilgileri bende saklıdır. Aslında az çok hikâyeyi biliyorsunuz ama akıllarından ne geçtiğini daha önce hiç...

Devamı…

Üçüncü köprü katliamı başladı

İstanbul Boğazı’na 3. köprü için çalışmalar başladı. Sondaj hazırlıkları sürerken köprü karşıtları ağaç kıyımı nedeniyle tedirgin. İstanbul’da Poyrazköy ile Garipçe arasına yapılacak 3. köprünün ilk sondajı başladı. Köprü için Anadolu ve Avrupa yakasında toplam 48 ayrı sondaj yapılarak örnekler alınacak. Bir yandan sondaj çalışması yapılırken bir yandan da çam ağaçları kesilerek yeni yollar açılıyor. 3. köprünün ihale sürecinin tamamlanmasının ardından ilk inşaat çalışmaları yaklaşık 2 hafta önce Poyrazköy’de başladı. Köprüyle ilgili zemin araştırmalarının yapılabilmesi için sondaj vurulması gerekiyordu. Poyrazköy’de orman yolu da kullanılarak köprünün yapılacağı yere önce yol genişletme ve yeni yol açma çalışmaları yapıldı. Orman Bölge Müdürlüğü’nden yetkililer...

Devamı…

Uzunçorap'a e-posta ile abone ol

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.